(Fatır, 35/42)
(Müslim İmare 23)
(Hacı Hulusi Bey)
Mesnevî-i Nuriye

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Esselamu Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhu. Aziz kardeşlerim!
Çok defa oluyor ki; dilimden çıkan lafızlar, akıl ve kalbimden geçen manalara tercüman olmuyor. Muradımı ifade edemiyor. Mesela “Altı sahih kitaplarda idhal vardır.” ifadesini sarfettiğim vakit, muradım “Bu kitapların Kur’an gibi hatadan hâli olamayacağını, hatasız olmak Kur’an’a hâs olduğunu bu kitaplara dahi zayıf ve mevzu rivayetlerin girmesinin MÜMKÜN olduğunu ifade etmek ve dikkat edilmesi gerektiğini göstererek bu kitaplara, Kur’an gibi hatasız olarak bakıp kudsiyyet atfedenleri tenbih ve ikaz etmek” iken, bazı arkadaşlarımız bu ifademize bakıp derslerimizden ve bizim itikadımızdan bîhaber gibi -haşa sümme haşa- “Hoca abi altı sahih kitapları ve bu kitapların sahiblerini kabul etmiyor.” gibi manalar çıkartıyorlar. Bütün hayatım ve derslerim muradımızın bu olmadığına şahiddir. Ağzımızdan çıkan her bir kelimenin üzerine şerh düşerek izah etmek ise muhaldir.
Bazı su-i niyetli olan eşhas dahi bu gibi ifadelerimizi cımbızla çekerek muradımızın tersine tevil ediyor, insanların zihinlerini bulandırıyorlar. Bu gibi insanlarla ne uğraşacak vaktimiz ne de gücümüz var. Binaenaleyh bu kadar izahatla iktifa edip bakisinin cevablarını bütün derslerimize ve umum kitaplarımıza havale ederek hayatımızı şahid gösteriyor ve “Sükut değil hasen belki ahsendir.” düsturumuza riayet ederek biz dahi sükut ediyoruz.
Müznib, pür kusur bir abd-i aciz. Kardeşiniz Muhammed!
| İsim | |
| Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
| Yorum | |
| Doğrulama Kodu | ![]() |
Gönder |