tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Sevdiğiniz şeylerden) Ellah yolunda infak etmedikçe birre (hayra, kemale, sevaba, rahmet-i Rahman’a, Ellah’ın rızasına ve Cennet’e) nail olamazsınız ve Hak yolunda her ne infak ederseniz, Ellah onu hakkıyla bilir.) Ona göre sizlere mükafatını ihsan buyurur.
(Al-i İmran, 3/92)
Hadîs-i Şeriflerden
Ellah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin.
(Müslim, İman 77)
Dualardan
Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'îd ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyetini başı boş bırakıp i'dam etme.
(Sözler)
Vecîze
Tevekkül, kanaat ve iktisad öyle bir hazine ve bir servettir ki, hiçbir şey ile değişilmez.
Mektûbat

MÜKERREREN İFADE ETTİĞİMİZ HALDE BİZZARURE TEKRAR DİYORUZ Kİ: "MEHDİYYET DİYE BİR DAVAMIZ YOKTUR."

16.10.2024

Üstâd Bediüzzaman (ra) Hazretleri, hayatta iken hiçbir zaman şahsını nazara vermemiş, ferdiyyet, kutbiyyet, gavsiyyet gibi şahsî bir makam ve dava ile ortaya atılmamış; davanın, Kur’an ve Sünnet olduğunu nazara vermiş, Risale-i Nur vasıtasıyla bütün peygamberlerin davası olan altı erkan-ı imaniye, beş esasat-ı İslamiye ve usul-i hamseyi delillerle isbat etmiş; Risale-i Nur, Kur’an’ın malı ve manası olduğunu, dolayısıyla miri malı olduğunu beyan buyurmuştur.

“Yazılan Sözler, …dava değil, dava içinde bürhandır.”[1]

Evet Üstâdımız, Kur’an’ın hâdimidir. O Zat, hizmetçiliği kabul etmiş, kendisine böyle bir makam vermiştir. Risâle-i Nûr talebelerinin en yüksek makam ve mertebesi de hizmetçiliktir. Kur’ân’ın, o müşiriyet makamının hizmetçiliğidir. Bunun dışında Risale-i Nur mesleğinde makam ve makâmât yoktur. Gavs, kutub gibi ünvanlar yoktur.

Mezkur kânunlara binâen bütün ömrümde söylediğim gibi tekrar derim ki:

Bizim davamız, sadece Kur’an’ın hizmetkârlığıdır; şu anda seksen yaşını geçmiş bulunmaktayım. Bütün hayatım boyunca “kutbiyyet, gavsiyyet, mehdiyyet” gibi bir makam sahibi olduğumu iddiâ etmediğim gibi benim hakkımda bu gibi makamları iddiâ edenlere dahi hakkımı helâl etmediğimi ifâde etmişim. Velev ki bir ders olsa derslerimize gelen herkes bunun şâhididir. Zira neredeyse her dersimizde bu meseleyi zikretmiş ve davamızın şahsiyyetçilik olmadığını ısrarla ihtâr etmişiz. Bînaenaleyh her kim hakkımızda “mehdilik dava ediyor” ithamında bulunsa veyahud “Molla Muhammed mehdidir” iddiasında bulunursa malum olsun ki bizim böyle bir davamız yoktur ve olamaz.

Müznib, pürkusur, münzevî yaşayan bir hadimü’l Kur’an.

Muhammed Doğan

[1] Mektubat, Yirmisekizinci Mektub/Yedinci Risale olan Yedinci Mesele/Mahrem bir suale cevabdır, s. 376.

Bu yazi 744 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.281 sn. deSen
↑ Yukarı