ف۪يهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌۚ
“Zikrolunan bu cennetlerde sireten ve sureten güzel zevceler vardır.”[1]
Cenab-ı Hak, bu ayet-i kerimede ehl-i cennete verilecek nimetler silsilesine sureten ve sireten güzel olan huriler nimetini dahil etti.
Daha evvelki ayette olduğu gibi burada da ف۪يهِمَا tesniye zamiri yerinde ف۪يهِنَّ cem’ zamirinin zikredilmesi, herbir hurinin bulunduğu yerin ayrı bir cennet olduğuna işaret içindir. Demek cennetin iki tane olması, bizim taksimatımıza göredir. Hakikatte herbir hurinin yeri ayrı bir cennettir.
Ayet-i kerimede geçen خَيْرَاتٌ tabiri, “hayırlı kadınlar” demektir. حِسَانٌ tabiri ise, حِسَانُ الْخَلْقِ وَالْخُلُقِ Yani “hem yaratılışları, hem de ahlakları güzel olan kadınlar” demektir. Veya ayet-i kerimede geçen خَيْرَاتٌ tabiri, ahlak güzelliğini; حِسَانُ tabiri ise, vech (yüz) güzelliğini ifade eder.
Ezvac-ı tahirattan Ümmü Seleme (r.a)’dan rivayet olunan bir hadis-i şerif, bu manayı te'yîd eder. Çünkü Ümmü Seleme: Ben, Resulullah (s.a.v)’e:
-Ya Resulellah! ف۪يهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌۚ ayet-i kerimesinin manasını bana haber ver, dediğimde Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
- Hayrat; ahlâkı güzel kadınlar, hisan; yüzleri güzel kadınlar demektir.
Bu ayet-i kerimede geçen خَيْرَات ism-i tafdil manasında olan خَيْر kelimesinin cem’i değildir. Zira Arab lisanında خَيْر kelimesi, ef’al-i tafdil manasında kullanıldığı zaman, bu kelime cem’ olarak gelmez. خَيْرَات kelimesi, خَيِّرَةٌ kelimesinin cem’idir. Sıkletten dolayı tahfif edilmiş. Yani şedde düşürülmüş. خَيْرَةٌ olmuştur. Cem’i خَيْرَات gelmiştir.
Demek cennette ehl-i imana verilecek zevceler, hem sureten çok güzeldirler, hem de sireten çok güzeldirler. O zevceler de iki kısımdır:
Bir kısmı: Dünyadan giden mü’min kadınlardır.
Diğer kısmı ise: Hurilerdir.
Cennete giren her mü’min erkeğe, cennete giren dünyadaki hanımı -hurilerden daha güzel bir surette- ihsan edileceği gibi; huriler de ihsan-ı İlahi olarak fazladan verilecektir. Cennete giden bekâr erkekler, cennete giden bekar kızlarla evlendirilecektir. Bir kaç erkekle evlenmiş olan bir kadın, kimin nikahı altında ölmüşse Cennette o kimseye verilir veyahut hangisini seçmek hususunda serbest bırakılır. Kimi seçerse, ona verilir.
Cennette ehl-i imana ihsan edilecek zevcelerin hiçbir kötü ahlakı yoktur. Zira Cenab-ı Hak, cennet ehlinden bütün kötü huyları, kalblerindeki kin ve hased gibi bütün kötü hisleri çekip alır.[2] O zevceler, hiçbir zaman kalp kırmazlar, hiçbir zaman kocalarına itaatsizlik etmezler. Kocalarının hiçbir arzusuna yok demezler.
Evvelki cennetlerdeki hurilerin güzellikleri, كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ “Kırmızılıkta yakut ve beyazlıkta mercan gibidirler.” şeklinde tavsif edilirken; bu cennetlerdeki huriler ise sadece خَيْرَاتٌ حِسَانٌ “Sireten ve sureten güzel zevceler” şeklinde tavsif edilmiştir. Bu da onların, mertebe itibariyle evvelkilere nisbeten biraz daha düşük olduklarına işaret içindir. Zira evvelki cennetlerdeki huriler yakut ve mercana benzetilmiş. Bu cennetlerdeki huriler için bir teşbih yapılmamıştır.
(Semendel Yayınlarından Rahman Suresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)
[1] Rahman, 55:70.
[2] A’raf, 7:43 ; Hicr, 15:47.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |