ف۪يهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌۚ
“O iki cennette içinde bulunanların telezzüz edeceği her nevi meyve var, meyvelerin içinde bilhassa herkesin sevdiği hurma ve nar dahi mevcuttur.”[1]
Cenab-ı Hak, bu ayet-i kerimede cennette ehl-i imana ihsan edeceği meyve ve yiyeceklerden bahsetmektedir. Zira ayet-i kerimede geçen فَاكِهَةٌ tabirinde yemekler de dahildir. Cennette açlık olmadığından, bütün yiyecekler fakihe cinsinden sayılmaktadır.
Bu ayet-i kerime, fakiheler içinde hurma ve narı hasseten bildirdi. Hem hurma ile narı ayrı ayrı zikretti. Çünkü cennetteki meyvelerin dünyevi nazireleri olan buradaki hurmalar hem gıda, hem fakihedirler. Nar ise fakiheden ziyade ilaçtır. Suyu, kabuğu, yaprağı ve ağacı şifadır. Pek çok derdin dermanıdır. Hususan şeker hastalığı için devadır.
Evet, hurma ve nar meyveleri, فَاكِهَةٌ tabirinde dahil oldukları halde ayrıca zikredilmeleri, şeref ve ehemmiyetlerine işaret içindir. Çünkü hurma, hem gıda, hem de meyvedir. Nar ise, hem mevye, hem de devadır. Bu iki meyvenin mevcud olduğu bir yerde bilûmum meyvelerin mevcut olacağına dahi işaret olunmuştur. Çünkü birisi, bilâd-ı bâride; diğeri, bilâd-ı hârre meyvelerinden oldukları cihetle her tarafta bulunan meyvelerin cennette bulunacağına delâlet ettiği gibi; bunların biri tatlı, diğeri ekşi olmakla ikisinin arasında olan yiyecekler dahi cennette mevcut olduğuna delâlet eder. Binaenaleyh; Kur’an, bu iki meyveyi zikretmekle, diğer meyve ve yiyecekleri de zikretmiş sayılır.
Daha önce bahsi geçen iki cennet hakkında ف۪يهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِ “O iki cennette her çeşit meyveden iki nev’ vardır.” buyruldu.
Bu iki cennet hakkında iseف۪يهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌۚ “O iki cennette meyveler, hususan hurma ve nar vardır.” buyruluyor.
Demek ilk iki cennet, daha yüksektir. Zira içinde her çeşit meyve bulunur. Kur’an, son iki cenneti ise مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ “her çeşit meyveden” kaydı ile takyid etmeyip, sadece فَاكِهَةٌ “meyveler vardır” diye vasfetti. Demek bu iki cennet, mertebece diğer iki cennetten daha düşüktür.
Cennette ekmek, her çeşit yemek, hatta kuş eti[2] dahi vardır. Ancak bunlar, açlığı gidermek için değil, telezzüz için yenilir. Zira cennette açlık ve susuzluk yoktur. Ekmek ve yemek orada meyve cinsidir. İhtiyaçtan dolayı yenmez, içilmez. Ehl-i cennet, istediği zaman yer ve içer. Yediği ve içtiği şeyler de ter olup vücudundan dışarı çıkar. Bu ter ise, misk u anber gibi kokar.
Mezkur ayet-i kerime, iki cennette ehl-i imana meyveler, hususan hurma ve narın ikram edileceğini sarahaten ifade etmektedir. Bu meyvelerin yenilmesi, elbette cennetteki saadetin cismani olduğunu isbat eder.
İmam-ı Şafii’ye göre bu ayet-i kerimede fakiheden sonra hurma ve narın zikredilmesi, tamimden sonra tahsistir. Cenab-ı Hak, ehemmiyetine binaen bu iki meyveyi özellikle söylemiştir. İmam-ı Şafii’ye göre, hurma ve nar, fakihe cinsindendir. İmam-ı A’zam ise; “Hurma ve nar, fakihe (meyve) cinsinden olmadığı için ayrıca zikredilmişlerdir.” demektedir. Mezheb imamlarının bu ayet-i kerimeye ayrı ayrı mana vermeleri, şöyle fıkhi bir mes’elenin halline sebeb olmuştur:
Bir adam “Ben fakihe yemeyeceğim” diye yemin etse veyahut “Eğer fakihe yersem, hanımım benden boş olsun” dese, sonra da hurma veya nar yese; İmam- A’zam’a göre bu adama keffaret-i yemin lazım gelmez ve hanımı kendisinden boş olmaz. Zira İmam A’zam’a göre hurma ve nar, fakihe cinsinden değildir. İmam-ı Şafii’ye göre ise, bu adama yeminini bozduğu için keffaret lazım gelir ve hanımı kendisinden boş olur. Zira İmam Şafii’ye göre, hurma ve nar fakihe cinsindendir.
Ayat-ı Kur’an’iyedeki lafızların camiiyetine bak ki; bir atıf harfiyle hem bu meyvelerin ehemmiyetini gösterdi ve mahiyetlerine işaret etti. Hem cennetin yiyeceklerinin ihtiyaçtan ileri gelmediğini gösterdi. Hem de fıkhî bir hükmü ifade etti. Cenab-ı Hak, fıkıh dersini de aynı o iman dersi içinde veriyor. İçtihada yol açıyor.
(Semendel Yayınlarından Rahman Suresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)
[1] Rahman, 55:68
[2] Vakıa, 56:21.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |