ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّ
“O cennetlerde gözlerini zevclerine hasretmiş, asla başka bir kimseyi görmek istemeyen kadınlar vardır ki; onlara zevclerinden evvel ins u cinden hiç bir kimse dokunmamıştır.”[1]
İnsan, dünyada “Acaba benden evvel bu zevceme kimse dokunmuş mudur?” diye endişe eder. لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّ ayeti, ahirette böyle bir endişenin olmadığını haber verip ehl-i imanı müjdeler.
Cennetteki hurilerin ve dünyadan gitme kadınların üç vasfı vardır:
1-) Hepsi bakiredir.[2]
2-) Yaşları birdir.[3]
3-)Kocalarına aşıktırlar.[4]
Huriler, ehl-i iman için cennette yaratılmış zevcelerdir ve şu anda orada hazırdırlar ve zevclerini beklemektedirler. Esahh olan kavle göre her bir mü’mine yetmiş bin huri verilir.
Sual: Cennette erkeklere huri veriliyor. Peki kadınlara ne verilecek?
Elcevab: Cenab-ı Hak, cennette kadınlara öyle bir hal veriyor ki, kadın kocasını hangi şekilde görmek isterse, kocası o şekilde kendisine yaklaşır. Böylece o his tamamen tatmin olur ve kadın, kendi kocasından başka bir erkeği istemez. Hem kadın kocasına o kadar aşıktır ki, başkasını görmek istemez. Hem erkek cihad ehlidir. Huriler ise cihad ehli olan erkeklerin mükafatıdır. Kadında cihad kabiliyeti yoktur.
Cennet kadınlarının hepsi iffetlidir. Yani kadınlar orada günah işlemezler. Demek cennete girmenin bir yolu da iffetli olmaktan geçtiğine ayet işaret ediyor.
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّ “Onlara zevclerinden evvel ins u cinden hiç bir kimse dokunmamıştır.” ayeti, dünyada cinlerde evlenmenin, cinsi münasebetin ve neslin çoğalmasının var olduğuna delildir.
Hem bu âyet-i kerimede cinlerin de cennete gireceklerine ve cinlere cennette cinden hanımların verileceğine delil vardır. Cin ve insin mü’minlerine kendi cinslerinden huriler verilecektir. Dünyadan giden insan cinsinden olan kadınlar insanlara, cinlerden olan kadınlar da cinlere verilir.
Nitekim ayet-i kerimede Cenab-ı Hakkın cennette mü’min olan cinlere vereceği cinlerden olan hurilerin hiçbirisine hiçbir cinnin eli değmediği gibi, cennette mü’min insanlara Ellah'ın bahşettiği insan cinsinden olan hurilere de hiçbir insanın eli değmediği sarahaten bildirilmektedir.
Bu ayet-i kerime, ehl-i iman olan cin ve insin cennette hurilerle evlendirileceğini ve dünyadaki aile hayatının orada daha a’la bir surette devam edeceğini sarahaten ifade ediyor. Bu ise cennette saadet ve lezaizin, cismani olduğunu bedaheten isbat eder. Madem cin ve insin mü’minleri, maddi ve manevi cihazatını evamir-i İlahiye dairesinde istimal etmiş ve nevahi-i İlahiyeden onları muhafaza etmiş, böylece ibadet ve takva sayesinde bu cihazatlarını inkişaf ettirmiştir. Elbette Cenab-ı Hakkın cennette kemal-i rahmetinden o cihazata münasib cismani bir lezzet tattırması, Rahman isminin muktezasıdır.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
“Ey cin ve ins! Kocalarına hasr-ı nazar edip gözleri onlardan başkasını görmeyen hurilerin vücudunu mu inkar ve tekzib ediyorsunuz? Yoksa daha önce kendilerine hiçbir ins ve cinnin temas etmediği afife ve tertemiz kadınları mı inkar ve tekzib ediyorsunuz?
Yoksa bunların dünyevi nezairini mi inkar edersiniz? Madem bu dünyada kendileriyle ünsiyet ettiğiniz[5] ve onlar sebebiyle iffet ve namusunuzu muhafaza ettiğiniz ve Kur’an’da; müslimat ( ahkam-ı İlahiyeye teslim olan), mü’minat (erkan-ı imaniyeyi tasdik eden), kanitat (Ellah’ın emrine boyun eğen), sadikat (doğru sözlü olan), sabirat (sabreden), haşiat (Ellah’tan korkan), mütesaddikat (sadaka veren), saimat (oruç tutan), hafizat (iffet ve namusunu muhafaza eden), zakirat (Ellah’ı zikreden),[6] taibat (günahlarından dolayı tevbe ve istiğfar eden), abidat (Ellah’a ibadet eden), saihat (günahları terketmekle manen hicret eden kadınlar)[7] diye vasfedilen maddeten ve manen pak ve temiz olan kadınları inkar edemiyorsunuz. Öyle ise cennetteki pak ve temiz olan hurileri ve dünyadan gitme hanımları da inkar etmemelisiniz. Zira dünyadaki iffetli ve namuslu kadınlar, onların nümuneleridir ve onlardan haber verirler.
Yoksa bütün bu cennet nimetlerini size müjde veren O Rahman-ı Zülcemal’e itimad etmiyor musunuz? Yoksa siz, bu huri ve zevceleri size haber veren Kur’an’ı mı inkar edersiniz? Madem bu tekvini ve teklifi nimetleri ve ayetleri inkar edemiyorsunuz. Öyle ise Kur’an’a iman ve itaat etmelisiniz ki; bu nimetleri kaybetmeyesiniz. Eğer iman ve itaatten yüz çevirirseniz, sizce idam-ı ebedi olan ölüm ile dünya denilen şu yalancı cennetinizden ve bütün sevdiklerinizden ayrılacaksınız. Ahirette ise; cennetteki bu nimetlerden mahrumiyetle beraber cehennemde zebanilerin eliyle tazib olunacaksınız.”
(Semendel Yayınlarından Rahman Suresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)
[1] Rahman, 55:56.
[2] Vakıa, 56:35-36.
[3] Vakıa, 56:37; Nebe’, 78:33.
[4] Sad, 38:52 ; Vakıa, 56:35-37 ; Nebe’, 78:33.
[5] Rum, 30:21.
[6] Ahzab, 33:35.
[7] Tahrim, 66:5.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |