ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ
“O cennetlerde gözlerini zevclerine hasretmiş, asla başka bir kimseyi görmek istemeyen kadınlar vardır ki; onlara zevclerinden evvel ins u cinden hiç bir kimse dokunmamıştır.”[1]
Cennette her bir mü’min için yetmiş bin kasır, yetmiş bin huri vardır.(Haşiye) Gerek kafir, gerek Müslüman olsun her insan için şu anda cennette huriler vardır. Ancak kafir, cehenneme gittiği için onun hurileri, irs olarak Müslümanlara verilir. Cennetteki huriler, dünyadaki sahibleriyle alakadardırlar. Sahiblerinin her yaptığı güzel amel karşılığında onlar sevinirler ve günahlarından dolayı da üzülürler. Onların mehirleri, salavat-ı şerifedir ve sünnetin ittibaıdır. Burada yapılan güzel ameller, cennette tecessüm edince, o hurilerin yeri süslenir ve onlar, bu süslerle sevinirler ve sahiblerine karşı iştiyak duyarlar. Daha dünyadayken onlara aşık olurlar. Zevcleri, günah işlediği zaman da gücenirler. Haşre kadar kocalarını bekler ve bir an önce onlara kavuşmak arzu ederler. Kavuştuklarında da kocalarına hasr-ı nazar eder ve başka erkeklere asla bakmazlar. Çünkü en güzel şekil ne ise, kocaları onların karşısında o sureti alır ve her zaman kocaları, izn-i İlahi ile o hurilerin istediği şekilde bir surete girerler. Onlar da kocalarına aşık olurlar. Ellerinde saz, ney ve her çeşit çalgı aletleri vardır. Kocaları beş yüz senelik bir mesafede de olsa, kocasının üzerine aşıkane şarkı söylediği zaman, hemen onları celbedip yanlarına getirirler.
Hadiste şöyle denilmiştir: “Huriler, mahlukatın daha güzelini asla duymadığı, bizim de benzerini asla duymadığımız güzel seslerle şarkı söylerler ve derler ki: “Biz hoşnut olanlarız, asla kızıp öfkelenmeyiz. Biz evlerinde kalanlarız, asla dışarı çıkıp dolaşmayız. Biz ebedî olanlarız, asla ölmeyiz. Biz nimetler içerisinde olanlarız, asla yoksul düşmeyiz. Biz ikram-ı İlahiye mazharız, ebediyyen sefalet çekmeyiz. Biz güzel huylu, güzel yüzlüleriz. Üstün ve değerli kocaların sevgili eşleriyiz.”
Hazret-i Âişe (r.a) dedi ki: Huriler bu sözleri söylediği vakit, dünya ehlinden olan mü’mine kadınlar onlara şöyle cevap verirler: “Bizler namaz kılan kadınlarız, siz ise kılmadınız. Bizler oruç tutan kadınlarız, siz ise oruç tutmadınız. Bizler abdest alan kadınlarız, siz abdest almadınız. Bizler bolca sadaka veren kadınlarız, siz sadaka vermediniz.”
Hazret-i Âişe (r.a) Validemiz dedi ki: Ellah'a kasem olsun ki; dünyadan giden kadınlar, bu sözleriyle hurileri susturacaklardır.
Cennet’te huriler mi daha güzeldir, yoksa dünyadan giden kadınlar mı?
Dünyadan cennete giden kadınlar, dünyada işledikleri amelleri sebebiyle hurilerden daha üstün ve daha güzel olacaklardır.
Ümmü Seleme (r.a), bir gün Hazret-i Peygamber (asm)’a: “Ya Rasulellah! Dünyadaki kadınlar mı, yoksa cennetteki huriler mi daha güzeldir?” diye sorar. Rasulullah (a.s.m): “Dünyadaki kadınların hurilere olan üstünlüğü, yüzün astara olan üstünlüğü gibidir.” diye cevap verir. Ümmü Seleme: “Niçin?” diye sorunca, Resulullah (asm) şöyle buyurur: “Dünyadaki kadınlar, namaz kıldıkları, oruç tuttukları ve birçok ibadette bulundukları için hurilerden daha üstün olacaklardır.”[2]
Cennette kocalarının erkeklik gücü hiç düşmez. Yani cinsî münasebet lezzeti hiç bitmez. Zevceleri de her münasebetten sonra yine bakire olurlar.[3] Cennette hamilelik, hayz ve nifas halleri yoktur.[4] Cennet tenasül yeri değildir. Yani orada neslin çoğalması yoktur. Cenab-ı Hak, her nevi hissiyatın tatmin edildiği cennette ehl-i cennetin çocuk sevme hissini de kable’l-buluğ vefat eden çocukları, cennete layık bir surette onlara ihsan etmekle tatmin eder.
(Semendel Yayınlarından Rahman Suresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)
[1] Rahman, 55:56.
Haşiye: Arab Dili’nde yedi, yetmiş, yedi yüz, yedi bin, yetmiş bin gibi tabirler çokluktan kinayedir.
[2] Taberani
[3] Vakıa, 56:35-36.
[4] Bakara, 2:25.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |