tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Toprağı verimli olan güzel bir memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle yeşerip çıkar. Çorak, verimsiz olan bir yerin bitkisi ise çıkmaz, çıkan da bir şeye yaramaz. İşte şükredecek kimseler için biz, ayetleri böyle farklı üsluplarla tekrar tekrar açıklarız.
(A’raf, 7/58)
Hadîs-i Şeriflerden
İnfak et, sayıp durma. Sana da sayı ile verilir. Fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.
(Buhari, Zekat 21, Müslim, Zekat 88)
Dualardan
Ya İlâhî! Ordularımızı, hâricî ve dâhilî her türlü düşmanlara her zamân ve her yerde mansûr ve muzaffer eyle. Devlet adamlarımızı ma’nevîyyâta, memleketin umranına ve milletin refâhına hâdim eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Evet âdi bir muntazam makine, intizam ve mizanlı heyetiyle şeksiz bir mahir ve dikkatli ustayı gösterdiği gibi; kâinatı dolduran hadsiz zîhayat makineler de, herbirisi binbir mu'cizat-ı ilmiyeyi gösteriyorlar.
Şuâlar
İKİ AZAB MAHALLİNE MUKABİL İKİ CENNET

İKİ AZAB MAHALLİNE MUKABİL İKİ CENNET

11.08.2023

وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِ

“Râbbinin huzurunda kıyamdan korkan kimse için iki cen­net vardır.”[1]

Bundan önceki ayet-i kerime, mücrimler için iki çeşit azab mahalli bulunduğunu, biri  azab-ı nâr, diğeri sıcak su olduğunu beyan etti. Bu ayet-i kerime ise, buna mukabil Ellah’dan korkan mü’minler için biri ruhanî, diğeri cismânî olmak üzere iki cennet olduğunu müjdelemektedir. Demek bu iki cennet, o iki cehennem mahalline mukabildir. Binaenaleyh; bu âyette cennetin iki olduğu ve ehl-i cennetin her iki cihetle telezzüz edecekleri beyan olunmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de cennet kelimesi, hem müfred (tekil) olarak جَنَّةٌ şeklinde, hem tesniye (ikil) olarak جَنَّتَانِ şeklinde, hem de cemi’ (çoğul) olarak جَنَّاتٌ şeklinde kullanılmıştır. Zeminin bir olması, ağaçlarının iç içe bulunmasından dolayı müfred; misilsiz lezaiziyle hem ruha, hem de bedene hitab etmesi sebebiyle tesniye; çok geniş olması, ağaçlarının çok çeşitli olması, değişik bölümlerinin bulunmasından dolayı da cem’ olarak kullanılmıştır ki; bu ifadelerin hepsi de cenneti medh u sena etmeye yöneliktir. Ulema-i İslam’ın ekserisi, sekiz cennet olduğunu kabul etmiş ve cennetleri ona göre isimlendirmişlerdir. Şöyle ki:

1. Cennetü’l-Firdevs,

2. Cennetü’l-Adn,

3. Cennetü’n-Naîm,

4. Cennetü’l-Me’vâ,

5. Daru’s-Selâm,

6. Dâru’l-Huld,

7. Daru’l-Mukâme,

8. Cennetü’l-Vesîledir.

Ehl-i cennetin, cennetler kendi mülkleri olup keyfe mâ yeşâ tasarruf edecekleri cihetle temellüke delâlet eden لِمَنْ kelimesindeki لِ-ı temlik ile varid olmuştur ki; herkesin nail olduğu cennete başka bir kimse tarafından müdahale olmaz ve nimetleri herkesin kendine mahsus­tur. Asla memnu' değildir.

Mezkûr âyet-i kerimede geçen جَنَّتَانِ kelimesi, nekire olarak zikredilmiştir. Bu, cennet derecelerinin sınırsız derecede çokluğuna ve nimetlerinin sayılamayacak kadar fazlalığına bir işarettir. Hem azabın en ilerisinin cehennem; mükâfat derecelerinin ilkinin (en küçüğünün) ise cennet olduğunun, cennete girişten sonra, daha nice mertebeler ve lutf-u İlahî olarak fazladan verilecek mükâfatlar olduğuna işarettir.

طُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَم۪يمٍ اٰنٍۚ ayet-i kerimesi; mücrimlerin, cehennem ateşi ile o kaynar su arasında gidip-geleceklerini ifade etmekle, bu gidilen yerlerin iki azab mahalli olduğunu zikrediyor.

وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِ ayet-i kerimesinde ise, Ellah'dan havfeden (korkan) için de, mücrimler hakkında zikredilen cehennemdeki iki azab mahalline mukabil olarak, iki cennetten bahsetmiştir. Fakat mücrimlerden bahsettiği ayette, onların gidip-geldiklerinden, ateşten uzaklaşırken, diğer bir azaba düştüklerinden bahsetmiştir. Bu ayette ise cennetliklerin, bu iki cennet arasında gidip-geldiklerinden bahsetmemiş, aksine ehl-i cennet âdeta sultanlar gibi makamlarında oturarak, melekler onların hizmetlerini görürler.  Yeme-içme hususunda ehl-i cehennem gibi bir mahalden, diğer bir mahalle intikal olunmazlar. 

Demek Ellah'dan havfeden bu kullar, cennette kendilerine bir tazim ve haklarında bir ikram olsun diye, dolaştırılmazlar, gidip-gelmezler, aksine, başkaları hizmet için onların etrafında pervane gibi dönerler.

 

(Semendel Yayınlarından Rahman Sûresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)

 

 


[1] Rahman, 55:46.

Bu yazi 1045 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.235 sn. deSen
↑ Yukarı