رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ
“Rahman Teâla, iki doğu ve iki batının Rabbidir.”[1]
Bu ayet-i kerimede geçen الْمَشْرِقَيْنِ iki maşrik (doğuş yeri) ve الْمَغْرِبَيْنِ iki mağrib (batış yeri) tabirlerinin manasını dokuz maddede sıralayabiliriz:
Birincisi: Yaz ve kış mevsimlerine göre Güneşin doğuş ve batış yerleri değiştiği için, ayet-i kerimede “iki doğu” ve “iki batı” tabiri kullanılmıştır.
Gece gündüzün deveranı şu şekilde olmaktadır: Mart’ın 21 inde gece ile gündüz tam denkleşiyor, ondan sonra gündüzler izn-i İlahi ile yavaş yavaş uzuyor, üç aya kadar gündüzler uzar, geceler kısalır. Bu durum, 21 Haziran’a kadar devam eder. Bu tarih, en uzun gündüzdür. Bu tarihten itibaren gündüzler, emr-i Rabbani ile yavaş yavaş kısalır, geceler uzamaya başlar. Bu durum, 23 Eylül’e kadar devam eder. Bu tarihte, gece ve gündüz eşitlenir. 23 Eylül’den 21 Aralık’a kadar geceler uzamaya başlar, gündüzler kısalır. 21 Aralık, en uzun gecedir. 21 Aralık’tan 21 Mart’a kadar geceler kısalmaya başlar, gündüzler ise uzar. Bu hesab, kuzey yarım küreye göredir. Güney yarım kürede ise, durum bunun tersidir.
Kainatın ilk yaratıldığı günden bugüne kadar devam edegelen bu dakik nizam ve ince hesab, hangi esbaba havale edilebilir? Rabbu’l-Âlemin’den başka hiçbir sebeb, bu nizamı te’sis edemez.
İkincisi: İki maşrik ve iki mağrib tabiri, Güneş ve ayın maşrik ve mağribidir. Bu takdirde ayet-i kerimenin manası: “O Zat-ı Rahman, Güneşin ve ayın doğuşunun, Güneşin ve ayın batışının Rabbidir.” demektir.
Üçüncüsü: Şafakın doğuşu ile Güneşin doğuşu, Güneşin batışı ile şafakın batışı muraddır.
Dördüncüsü: Bu ayet-i kerimede tesniye cem’ manasında kullanılmıştır. Nitekim yıl boyunca Güneş farklı yerlerden doğup farklı yerlerden battığı için çoğulu ifade eden “meşarik” ve “meğarib” tabirleri kullanılır. Nitekim Saffat suresinin beşinci ayet-i kerimesinde وَرَبُّ الْمَشَارِقِ tabiri kullanılmıştır. Güneşin her gün ayrı bir yerden doğup ayrı bir yerden batması, Küre-i Arza göredir.
Beşincisi: Tesniye, müfred manasındadır. Her şeyin bir maşriki, bir de mağribi vardır. Arzın doğusu ve batısı gibi. Nitekim Müzzemmil Suresi’nin dokuzuncu ayet-i kerimesinde رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ tabiri kullanılmıştır.
Altıncısı: الْمَشْرِقَيْنِ ve الْمَغْرِبَيْنِ tabirleri, kış ve yaz mevsimlerinin en kısa ve en uzun günlerini ifade etmektedir. Kış mevsiminin kısa günlerinde Güneş, en dar açıdan doğar ve batar; yaz mevsiminin en uzun günlerinde ise, Güneş en geniş açıdan doğar ve batar. En uzun ve en kısa iki gün arasındaki günlerde Güneşin doğuş ve batışı hergün farklı açılarda olur.
Yedincisi: Güneş, bir yarı kürede doğarken, diğer bir yarı kürede batar. Bu şekilde düşünürsek, yeryüzünün iki doğusu ve iki batısı olmuş olur.
Sekizincisi: Bir şeyin iki tarafına malik olan, ekseriyetle küllisine malik olduğundan Cenab-ı Hak bu âyette maşrik ve mağribe malik olduğunu beyanla bütün dünyaya malik olduğunu ifade buyurmuştur. Çünkü; maşrike ve mağribe malik olan Ellahu Tealâ'nın onların arasına da malik olacağı evleviyyetle sabittir. Binaenaleyh; bu âyet-i celile, Cenab-ı Hakk'ın bütün mevcudatın Müdebbiri ve Rabbi olduğuna delâlet eder.
Dokuzuncusu: Kıyametin alametlerinden olan Güneşin batıdan doğmasıdır. Şu anda bir maşrik ve mağrib vardır. Kıyamete yakın bir zamanda Güneşin batıdan doğmasıyla bir maşrik ve mağrib daha olacaktır. Dolayısıyla iki maşrik ve iki mağrib vücuda gelmiş olacaktır.
(Semendel Yayınları’ndan Rahman Sûresi’nin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)
[1] Rahman, 55:17.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |