tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Öyle bir bela ve musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp, masumları da yakar. Biliniz ki, Ellah’ın azabı şiddetlidir.
(Enfal, 8/25)
Hadîs-i Şeriflerden
Halktan bir şeyler istemek, kişinin kendi yüzüne açtığı bir yaradır. Kişi böylece kendi yüzünü berelemiş olur. Kişinin devlet başkanından hakkını istemesi ya da çok zaruri durumlardan dolayı istemek böyle değildir.
(Tirmizi, Zekat 38)
Dualardan
Cenab-ı Erhamürrâhimîn sizlere bin rahmet eylesin, âmîn.
(Kastamonu Lahikası)
Vecîze
Hiss-i rekabet, makina-i terakkiyat-ı medeniyetin buharı hükmünde olan müsabakayı intac eder.
Âsâr-ı Bediiyye
CİNLER HANGİ MADDEDEN YARATILDI?

CİNLER HANGİ MADDEDEN YARATILDI?

25.03.2022

وَخَلَقَ الْجَانَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ

“Rahman Teala, cinleri veya cinlerin babasını karışık ateşten veya safi dumansız ateşten yarattı.”[1]

Cin kelimesinin anlamı, “gizlenmiş, örtünmüş, gözle görünmeyen varlık” demektir. Kelime جَنَّ kökünden gelmektedir.

 Bu ayet-i kerimede geçen الْجَانَّ kelimesinden murad; ya cin cinsidir, ya da Ebu’l-Cin yani cinlerin babası olan İblis’dir.

مَارِجٍ kelimesi iki manaya gelmektedir:

Biri: Halis ve dumansız alev.

Diğeri: Dumanla karışık alev.

مَارِجٍ kelimesi ifade ediyor ki, cinler de sadece saf ateşten halk edilmemişlerdir. Yani onlar da evvelki ayette izah edildiği üzere, dört unsurdan mürekkebdirler. Fakat ateş unsuru onlarda hakimdir. Cinler için, “halis nardan yaratılmış hareket eden mahluklar” denmesi, o ateşte duman olmadığı manasındadır. Yoksa bünyesinde su, hava ve toprak unsuru yoktur, manasında değildir.

Cinlerin umumu ateş unsurundan halkedilmemiştir. Çünkü hadis-i şeriflerde cinlerden bir kısmının da hava unsurundan yaratıldığı varid olmuştur. Hava unsurunun hakim olduğu cinler, ateşten yaratılanlara nisbeten daha itaatkardırlar. Ateşin hakim olduğu cinlerde ise isyan daha fazladır. Şeytanlar ve ifritler bu kısımdandır. Onlarda ateş unsuru hakim olduğundan ziyade fitnecidirler. Hem evlenmeye daha ziyade ihtiyaç duyarlar. Hem çok sür’atli hareket edebilirler ve latif oldukları için semaya çıkmaya teşebbüs ederler. Hem yine bu sebebden dolayı ifritler çok güçlüdürler.

İnsan, topraktan yaratıldığı için maddesi ağırdır. Bu yüzden yavaş hareket eder. Cinler ise latif bir maddeden yaratıldığı için maddesi hafiftir. Bu yüzden hareketleri hızlıdır.

Sual: Cinler insanlardan önce yaratıldığı halde, bu surede niçin önce insanların yaratılışından, daha sonra cinlerin yaratılışından bahsedildi?

Cevab: Bu surede Rahman isminden akıp gelen dünyevi ve uhrevi nimetler ta’dad edilmektedir. Nimetiyet cihetinde insan, cinden evvel gelir. Zira insan daha kıymetlidir. Cinler, yaradılış cihetiyle her ne kadar insandan evveldir. Ancak nimet cihetinde insandan sonra gelir. Ayet-i kerimelerde yaradılış mevzu bahis olduğu zaman cin, insandan evvel zikredilmektedir. Nimetiyet ciheti mevzu bahis olduğu zaman ise, insan cinlerden önce zikredilmektedir.

Hem cin taifesinin hilkati, insanın hilkatinden evvel olduğu halde, san’at ve istidad itibariyle insan daha yüksek olduğu ve hitabda ins, cinden daha önce geldiği için bu ayette evvel insanın hilkatinden, daha sonra cinlerin hilkatinden bahsedilmiştir.

Hem kâinattaki nimetlerden istifade etmek noktasında cinler insanlara yetişmez. Zira insan, kabiliyetçe cinlerden daha yüksek bir fıtratta yaratılmıştır. Nimetlerden istifade etmek noktasında insanlar asıldır, cinler tebeidir.

(Semendel Yayınlarından Rahman Suresinin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)

 


[1] Rahman, 55:15.

 

Bu yazi 8294 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.219 sn. deSen
↑ Yukarı