tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler ve demir halkalar ve alevlendirilmiş bir ateş hazırladık.) Onlar, kıyamette elleri boyunlarına demir zincirler ile bağlanarak Cehennem ateşine sevk edileceklerdir. Orada ebediyyen azab göreceklerdir. İşte küfrün cezası, böyle ebedi Cehennem’dir ve bu ceza, ayn-ı adalettir.
(İnsan, 76/4)
Hadîs-i Şeriflerden
Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın mutlaka hepinizle konuşacaktır. O gün kişi sağına bakar, önceden gönderdiği hayırlı işleri görür. Soluna bakar yine önceden işlediği kötülükleri görür. Önüne bakar Cehennem’i görür. Öyleyse yarım hurmayla da olsa Cehennem’den korunmaya çalışınız.
(Buhari, Zekat 9; Müslim, Zekat 67)
Dualardan
Cenab-ı Erhamürrâhimîn, sizlere rahmet, bereket, saadet ihsan eylesin, âmîn.
(Kastamonu Lahikası)
Vecîze
Cenab-ı Hak hadsiz enva'-ı nimetini nev'-i beşere zemin yüzünde neşretmiş. Ona mukabil, o nimetlerin fiatı olarak, şükür istiyor.
Mektûbat
KUR’AN’IN NAZMINDA BİR CEZALET-İ HARİKA VARDIR

KUR’AN’IN NAZMINDA BİR CEZALET-İ HARİKA VARDIR

24.09.2021

Ayat-ı Kur’aniye’nin nazmında bir cezalet-i harika bulunduğu gibi; Rahman Suresi’nin baş kısmında zikredilen ayetler arasında dahi bu harika cezalet bulunmaktadır. Şöyle ki:

اَلرَّحْمٰنُۙ  عَلَّمَ الْقُرْاٰنَۜ خَلَقَ الْاِنْسَانَۙ عَلَّمَهُ الْبَيَانَ

“Rahmân, Kur’an'ı ta’lim buyurdu. İnsanı halketti. Ona nutk u beyanı talim etti.”[1]

Bu ayet-i kerimelerde; halk-ı insanın, ta’lim-i Kur’an ile ta’lim-i nutk u beyan arasında zikredilmesi; insanın yaradılışı itibariyle kalb (din), akıl (düşünce) gibi iki nimetle donatılmış iki yönlü bir varlık olduğuna işaret etmektedir.

Kur’an’ın ta’limine dikkat çeken ayet, insanların dinsiz yaşayamayacağına ve dünyaya geliş gayesinin ibadet olduğuna delalet etmektedir. İnsana ta’lim-i nutk u beyan nimetinin bahşedildiğini anlatan ayet ise, akıl ve düşüncenin ehemmiyetine dikkat çekmektedir.

Demek insan kalb ve akıldan mahrum olarak yaşayamaz. Şayet bunlardan biri eksik olsa, insan-ı kamil olamaz. Zira insan-ı kamil, kalb ile aklı birleştirendir. Tabir-i diğerle akli deliller ile nakli delilleri mezcederek hakikate vasıl olandır.

Hem اَلرَّحْمٰنُ  عَلَّمَ الْقُرْاٰنَ خَلَقَ الْاِنْسَانَ عَلَّمَهُ الْبَيَانَ ayet-i kerimelerindeki cümlelere dikkat edilse  görülür ki; عَلَّمَ , خَلَقَ , عَلَّمَ kelimeleri arasında (و) atıf harfi yoktur. Çünkü bu ayetlerin zikredilmesinden maksad ta’daddır, ta’dad-ı nimettir. Arapça Dilbilgisi kurallarına göre; ta’dadda (و) gelmez. Bu ayetler arasında (و) atıf harfinin zikredilmemesi işaret eder ki; bu üç fiil, yani ta’lim-i Kur’an, halk-ı insan ve ta’lim-i nutk u beyan, birbirinden ayrılmaz bir bütündür, bir cümledir. Zira bu ayet-i kerimelerde teklif ve tekvin beraber işleniyor. Teklif ile tekvin, birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Evet ta’lim-i Kur’an tekliftir. Halk-ı insan ve ta’lim-i nutk u beyan (konuşma kabiliyetini vermek) ise tekvindir. İnsanı tekvini kanunlarla bu derece muntazaman halk eden ve ona akıl ve kabiliyet-i nutuk veren Zat-ı Zülcelal, elbette o insanın ihtiyarî amellerini de teklifi kanunlarıyla nizam ve mizan altına alıp hilkatindeki gayeyi ona gösterecek ve onu başıboş bırakmayacaktır.

Eğer teklif olmazsa, insanın yaratılışı ve ona akıl ve idrak verilmesi abesiyete inkılab eder. Tekvin de heba olup gider. Zira tekvin, ancak teklifle kaimdir.

Bu ayetlerin nazmına bakıldığında görülür ki; Kur’an-ı Kerim, ta’lim-i Kur’an nimetinden sonra hilkat-i insanı ve ona beyanın ta’limini nazara verdi. Demek, insanı kim halketmiş ve ona kabiliyet-i nutk u beyan vermişse, Kur’an’ı da O ta’lim etmiştir. Hem insanı halkeden, ona akıl ve mantığı, nutuk ve beyanı veren Zat, elbette ona teklif yapacak ve onu ahkam-ı şeriatla mükellef kılacaktır. Çünkü beyanı ta’lim etmek, yani Kur’an’ın manasını  nev-i beşere öğretmek, teklifi iktiza eder.

Hem bu ayet-i kerime bildiriyor ki; teklif-i İlahi, insanın hilkatine ve aklına muvafık bir tarzda gelmiştir. Her iki kanun, yani şer’i kanunlar ve fıtrat-ı insaniyenin kanunları birbirine muvafık ve denktir.

 

(Semendel Yayınlarından Rahman Suresinin Tefsiri adlı eserden alınmıştır.)

 


[1] Rahmân, 55:1-4

 

Bu yazi 1500 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.164 sn. deSen
↑ Yukarı