قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰى وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰى
Azîz Kardeşlerim!
Bizleri sağlık, sıhhat ve áfiyet içinde Ramazán bayramına ulaştıran Yüce Rabbimize hadsiz hamd u senalar olsun. Bayrâm günlerini, neş’e, sürûr ve Elláh’ı zikretme günleri olarak i‘lân eden Resûl-i Ekrem (sav)’e, O’nun âl ve ashabına nihâyetsiz salât u selâm olsun.
Resûlullah (sav) Efendimiz, Medîne-i Münevvere’yi şereflendirince, Medine halkının senede iki def‘a bayrâm yaptığını gördü. Daha sonra mü’minlere:
“Yüce Elláh, o iki bayrâm günlerine bedel, onlardan daha hayırlı iki bayrâm günlerini size ihsân etti.” O iki bayramın Îdü’l-Fıtr (Ramazan Bayramı) ile Îdü’l-Edhâ (Kurban Bayramı) olduğunu müjdeledi. [1]
İbni Abbas (ra)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Resûlullah (sav) Efendimiz Ramazán Bayramı’nın faziletiyle alâkalı olarak şöyle buyurmuştur:
“Bayram gecesine “mükafat gecesi” adı verilir. Bayram sabahı olunca, Allah (cc) meleklerini her memlekete, her tarafa gönderir. Melekler, yeryüzüne inip sokak başlarını tutarlar. İnsanların ve cinlerin dışındaki bütün yaratıklara işittirecek bir sesle bağırıp şöyle derler: ‘Ey Muhammed ümmeti! Kullarına çokça ihsan ve ikramda bulunan, günahları bağışlayan Rabbinizin huzuruna çıkın.’ Onlar, namazgahlara, cami ve mescitlere varınca Ellahu Teala meleklere:
- İşini güzelce yapan işçinin mükafatı nedir? Diye sorar. Melekler:
- Ey Yüce Rabbimiz! Onun mükâfatı, ücretinin peşin ve tam olarak verilmesidir, diye cevap verirler. Bunun üzerine Ellahu Teala:
- Ey meleklerim! Sizi şahit tutuyorum ki; ben, onlara Ramazan ayında tutmuş oldukları oruçların ve kılmış oldukları namazların sevab ve mükafatı olarak rızamı ve mağfiretimi verdim. Ben onlardan razı oldum ve onları bağışladım, der ve devamla şöyle buyurur:
- Ey kullarım! Benden isteyiniz. İzzetim ve celalim hakkı için bugün benden ahiretiniz için ne isterseniz mutlaka veririm. Dünyanız için istediğiniz şeye de bakarım. Eğer istediğiniz, hakkınızda hayırlı ise aynısını veririm. Hayırlı değilse, başka bir surette duanızı kabul ederim. İzzetim hakkı için siz, benim hakkımı gözettiğiniz müddetçe ben, sizin günahlarınızı ve hatalarınızı örterim. İzzetim ve celalim hakkı için hak sahipleri önünde sizi rezil ve rüsvay etmem. Siz, beni razı ettiniz. Ben de sizden razı olduğum halde bağışlanmış olarak evlerinize dönünüz, buyurur ve bunun üzerine melekler sevinirler.”[2]
Sa’d (ra)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Ramazan bayramı günü olunca, melekler yollarda durup:
- Ey Müslümanlar topluluğu! Cömert olan Rabbinize koşunuz. O, kullarına iyilik eder ve bol ihsanda bulunur. Siz, geceleri ibadet etmekle emrolundunuz, bu emri yerine getirdiniz. Gündüzleri oruç tutmakla emrolundunuz, oruç tuttunuz. Rabbinize itaat ettiniz. Şimdi mükafatınızı alın, diye seslenirler.
Mü’minler bayram namazını kılınca bir melek şöyle seslenir:
- İyi dinleyiniz! Rabbiniz sizi bağışladı. Evlerinize, doğru yolu bulmuş olarak dönünüz. Bayram günü, mükafat günüdür. Bugün, semavat ehli olan melekler arasında “mükafat günü” diye bilinir.”[3]
Bayramınızı tebrîk eder, Âlem-i İslâm hakkında hayırlara vesîle olmasını Yüce Rabbimden niyâz ederim.
[1] Tâc, 1/305-306.
[2] et-Terğîb ve’t-Terhîb, 2/441
[3] et-Terğîb ve’t-Terhîb, 2/533
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |