tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Ey insanlar! (Siz, ekseriyetle dünya hayatını ahiret hayatına tercih ediyorsunuz. Halbuki ahiret, dünyadan daha hayırlıdır ve devamlıdır.) Ahiret hayatı ebedidir. Ehl-i iman hakkında cismani ve ruhani saadetleri camidir. Dünya hayatı ise fanidir. Elem ve kederden hali değildir.
(A’la, 87/16-17)
Hadîs-i Şeriflerden
İnsanlara merhamet etmeyen kimseye Ellah da merhamet etmez.
(Buhari, Edeb 18)
Dualardan
Feya Rabbî, ya Hâlıkî, ya Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetin hacetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re's-ül malım, emellerimdir. Şefiim, Habibin (Aleyhissalâtü Vesselâm) ve rahmetindir. Afveyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle yâ Ellah yâ Rahman yâ Rahîm! Âmîn!
(Mesnevi-i Nuriye)
Vecîze
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
Mektûbat

MEVLİD HAKKINDA

23.11.2020

20.11.2020 tarihinde sitemizde yayımlanan “Ölü İçin Mevlid Okutmak” başlıklı yazımız hakkında yazılan bir yazıya cevabtır:

 

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ

Mevlidle alakalı beş noktayı beyan ediyoruz:

Birinci Nokta: Mevlid kelimesinin lügat manası; doğum veya doğum yeri veyahut doğum zamanı demektir. Resul-i Ekrem (sav)’in doğum günü olan Rebîü’l-Evvel ayının 12. gecesine Mevlid-i Nebevî dendiği gibi; O Zât-ı Ekrem (asm)’ın doğumunu ve doğumuyla alakadar olarak meydana gelen acîb hâdisâtı anlatan şiirlere de mevlid veya mevlidiye denir. Zaten adından da anlaşılacağı üzere mevlid denilen şiirler, Resul-i Ekrem (sav)’in doğum gününü tes’îd etmek için yazılmış Hazret-i Peygamber (sav)’in doğumunu anlatan şiirlerdir.

İkinci Nokta: Dört mezhebe göre Hazret-i Peygamber (sav)’in Rebîü’l-Evvel ayında dünyâya teşrîf etmesi münâsebetiyle bu gecede Kur’ân-ı Kerîm tilâvet etmek, mevlid okutmak, evsáf-ı Nebeviyye ile alâkalı şiir ve kasideler, nâ’t-ı şerîfler okumak, bu meyânda halka ikramda bulunmak, ziyâfet vermek; müstahsen bir ádet-i İslamiye’dir, sünnet değildir.

Üçünci Nokta: Mevlid, doğumla alakalıdır ve bugüne kadar Resûl-i Ekrem (sav)’in doğum gününde bu merâsim tertîb edilmiştir. Doğum günü ise, sevinç ve sürurun izhar edildiği bir gündür. Ölüm günleri ise, insanların üzüldükleri günlerdir. Dolayısıyla vefat eden bir kimsenin vefat yıldönümünde mevlid merâsimi tertîb etmek, mevlidin manasına muhaliftir, bid’a-i seyyiedir.

Dördüncü Nokta: İnsanların ölmüş kimseler için hayır ve hasenat yapması ve onlara sevabını hediye etmesi caizdir. Hayır-hasenatın başı da tilavet-i Kur’an’dır. Fukaraya yemek yedirmek de sevabdır. Ama bu gibi hayırlar, ölüm münasebetiyle halkı bir araya toplayarak yapılmaz.

Beşinci Nokta: Mezkur izahatımızdan anlaşılacağı üzere biz, Resûl-i Ekrem (sav)’ın mevlidi (doğum günü) sebebiyle mevlid okutulmasına, bu sebeble toplanmaya karşı değiliz. Bizim üzerinde durduğumuz mes’ele, bu değildir. Haşa biz doğum gününde okunan mevlidi ve bu maksad için toplanmayı, ikramda bulunmayı inkâr etmiyoruz.

Biz, ölü için mevlid okutmanın, sene-i devriyesinde ölüyü anmak için toplanmanın, mevlid okumanın caiz olmadığını beyan ediyoruz. Zira Kitab, Sünnet ve âdet-i İslâmiyet’te ve hatta hiç bir semâvî kitabta ölü için mevlid okutmak olmadığı gibi; ölen bir kimsenin her sene ölüm yıldönümünü anmak ve bu münâsebetle toplanmak da yoktur. Bu, ecnebilerin âdetidir. Sonradan Müslümanların içine girmiş. Hem bu mes’ele, on iki hak mezheb imamlarından mervî olmadığı gibi Eimme-i İsna Aşer-i ehl-i Beyt’den (Ehl-i Beytin on iki imamından, Hazret-i Hasan, Hazret-i Hüseyin, Ali bin Hüseyin, Muhammed Bakır, Cafer-i Sadık, Musa Kâzım, Ali Rıza, Muhammed Takî, Ali Nakî, Hasan Askerî ve Muhammed Mehdî’den) de mervî değildir.

Evet, niyetimiz ne olursa olsun, ölen kimsenin sene-i devriyesi münasebetiyle toplanmak, tahrîmen mekrûhtur, bid’a-yı kabîhadır ve ecnebilerin âdetidir. Sonradan Müslümanların arasına sokulmuştur. Bununla amel etmek caiz değildir, Şeriat-ı Garra-yı Muhammediye (asm)’a bütün bütün muháliftir.

Bize cevab yazan kardeşimiz, konuyu yanlış anlamış; bu sebeble bizim bu beyânâtımızı mecrâsından saptırmıştır. Biz, Kur’ân, Sünnet, İcmâ‘-ı Sahâbe, Kıyâs-ı Fukahâ, âdet-i İslamiye ve semavî kitablarda böyle bir şeyin olmadığından bahsediyoruz. O kardeşimizin yazısında ise, ölen bir kimsenin her sene ölüm yıldönümünü anmak ve bu münâsebetle toplanmak konusuyla alakalı bir delili mevcud değildir. Getirilen deliller, hep Resûl-i Ekrem (sav)’in doğumuyla alakalıdır ki; biz de bunu kabul ediyoruz.

Netice-i Kelâm: Her mes’elede olduğu gibi, bu mes’elede dahi ittifakımız, Kur’ân, Sünnet, İcmâ‘-ı Sahâbe ve Kıyâs-ı Fukahâ itikadı üzerine olmalı.

Mevlid konusu delilleriyle beraber “Reddü’l-Evhâm 6” adlı eserde mufassalan izah ve isbat edilmiştir. Tafsîlatlı bilgi için bu esere müracaat edilebilir.

 

Bu yazi 3919 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.195 sn. deSen
↑ Yukarı