(Fatır, 35/42)
(Müslim İmare 23)
(Hacı Hulusi Bey)
Mesnevî-i Nuriye
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Azîz Âhiret Kardeşlerim!
Cenâb-ı Hak, maddî ve ma’nevî her musîbetzedeye, sabretmek şartıyla Kur’ân’ın lisânıyla şu müjdeyi vermiştir.
وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَ اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ
Öyleyse hepimiz, bu müjde-i Kur’âniyeyi kabul edelim. اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ diyelim. Tek halaskârımız, bu âyet-i kerîmedir. Kal’a-i semâviyye-i arziyye olan bu ayetin içine girelim; bu âyete sığınalım; kimseye karışmayalım.
| İsim | |
| Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
| Yorum | |
| Doğrulama Kodu | ![]() |
Gönder |