tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Toprağı verimli olan güzel bir memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle yeşerip çıkar. Çorak, verimsiz olan bir yerin bitkisi ise çıkmaz, çıkan da bir şeye yaramaz. İşte şükredecek kimseler için biz, ayetleri böyle farklı üsluplarla tekrar tekrar açıklarız.
(A’raf, 7/58)
Hadîs-i Şeriflerden
İnfak et, sayıp durma. Sana da sayı ile verilir. Fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.
(Buhari, Zekat 21, Müslim, Zekat 88)
Dualardan
Ya İlâhî! Ordularımızı, hâricî ve dâhilî her türlü düşmanlara her zamân ve her yerde mansûr ve muzaffer eyle. Devlet adamlarımızı ma’nevîyyâta, memleketin umranına ve milletin refâhına hâdim eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Evet âdi bir muntazam makine, intizam ve mizanlı heyetiyle şeksiz bir mahir ve dikkatli ustayı gösterdiği gibi; kâinatı dolduran hadsiz zîhayat makineler de, herbirisi binbir mu'cizat-ı ilmiyeyi gösteriyorlar.
Şuâlar

Yirmi İkinci Söz'ün Şerhi Çok Yakında Çıkıyor

08.07.2019

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin telif ettiği "Sözler" adlı eserinde yer alan Yirmi İkinci Söz, Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî tarafından şerh ve izah edildi. Tevhîd delillerini en parlak şekilde gösteren eser, marifetullah ve muhabbetullah mertebelerine ulaşmada büyük destek sağlıyor. Baskı ve ciltlenme safhalarını geçirecek olan 504 sayfalık kitabın, yakın bir tarihte dağıtımına başlanacağını umuyoruz.

Ellah'ın varlığını ve birliğini idrâk etmede, taklîdî ve tahkîkî olmak üzere iki tevhîd yolu bulunduğu anlatılan eserde, âsâr-ef'ál-esmâ ve sıfât silsilesi takip edilerek hakîkî tevhîde ulaşmanın mümkün olduğu kaydediliyor.

Üstâd Bediüzzaman Hazretlerinin, diğer bütün risalelerinde olduğu gibi, bu risalede de doğrudan doğruya Kur’ân-ı Azímüşşân’ı rehber ettiği, bu eserin ve diğer risâlelerin, onun karîha-i fikrinden çıkmadığı; belki Kur’ân’ın usûl ve üslûbundan, esrâr ve meánîsinden tereşşüh edip nebeán eden dersler olduğu vurgulanırken, kitabın Takdîm yazısında insanın bu dünyadaki asıl vazifesine de şöyle işaret ediliyor:

"Áciz, zaíf, fakír, nâkıs, kusûrlu, perîşân bir vaz‘ıyyette, şu meşhere, ordugâha ve meydân-ı imtihâna atılan insânın vazífe-i asliyyesi ve farîza-i hılkati, onu, şu meydâna gönderen Zât-ı Zülcelâl’i ve Ma‘bûd-u Bilhakk’ı bulmak ve tanımaktır. Bu da ancak hakíkí tevhídi, bulmakla mümkündür. Hakíkí tevhídi bulmak ise, ancak ve ancak Kur’ân-ı mu‘cizü’l-Beyân ve Resûl-i Ekrem (asm)’ın nev-i beşere ta‘lîm ettikleri delîller ve hüccetleri, anlamak ve kavramak ve bilmekle mümkündür. İşte şu risâle, tevhíd-i hakíkí dersini veren ve bu husûstaki delîl ve hüccetleri, akıl ve kalbin önüne serdeden; hakkı taharrî eden insânı, iknâ edip doyuran; tevhíde dâir yazılan bir şâheserdir."

 

Kaynak:Semendel Yayınları

 

Bu yazi 2334 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.224 sn. deSen
↑ Yukarı