tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Toprağı verimli olan güzel bir memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle yeşerip çıkar. Çorak, verimsiz olan bir yerin bitkisi ise çıkmaz, çıkan da bir şeye yaramaz. İşte şükredecek kimseler için biz, ayetleri böyle farklı üsluplarla tekrar tekrar açıklarız.
(A’raf, 7/58)
Hadîs-i Şeriflerden
İnfak et, sayıp durma. Sana da sayı ile verilir. Fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.
(Buhari, Zekat 21, Müslim, Zekat 88)
Dualardan
Ya İlâhî! Ordularımızı, hâricî ve dâhilî her türlü düşmanlara her zamân ve her yerde mansûr ve muzaffer eyle. Devlet adamlarımızı ma’nevîyyâta, memleketin umranına ve milletin refâhına hâdim eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Evet âdi bir muntazam makine, intizam ve mizanlı heyetiyle şeksiz bir mahir ve dikkatli ustayı gösterdiği gibi; kâinatı dolduran hadsiz zîhayat makineler de, herbirisi binbir mu'cizat-ı ilmiyeyi gösteriyorlar.
Şuâlar

KUR’AN’A GÖRE MÜNÂFIKLARIN VASIFLARI

08.11.2017

     Kur’an-ı Kerîm’in beyânâtıyla;münafıklar,kalben iman etmedikleri halde, dilleriyle iman ettiklerini söylerler.[1] Müslümanları aldatmaya çalışırlar.[2] Kalplerinde nifak, hased, kin ve adavet hastalığı vardır.[3] Onlar, yalancıdırlar.[4] Yeryüzünde fesad ve bozgunculuk çıkarırlar.[5]Müslümanları akılsız, ahmak, gerici, yobaz görürler.[6] Mü’minlerle alay ederler.[7] Mü’minleri bırakıp, kâfirleri dost edinirler.[8] Namaza kalktıkları vakit üşene üşene, tembelcesine kalkarlar; halka gösteriş yaparlar; Ellah’ı pek az hatıra getirirler; istemeye istemeye infakta bulunurlar.[9] Küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne mü’minlere, ne de kâfirlere bağlanırlar. Menfaatleri hangi tarafta ise, o taraftan görünürler.[10] Dini, yalnız bir tarafından tutup, bir yönüyle kulluk ederler. Yani kendilerine bir hayr, bir iyilik dokunduğunda buna memnun olur, dine sarılırlar. Bir bela ve musibete uğradıklarında ise, dinden ve ibadetten yüzçevirirler.[11]

     Münafıklar, Ellah’ın indirdiği ile değil; tağutun hükmü ile hükmedilmek isterler.[12] Yalan yere yemin ederler; insanları Ellah’ın yolundan alıkoyarlar.[13] Ellah yolunda can ve mallarıyla cihad etmekten hoşlanmazlar, cihaddan kaçarlar. Halkı da cihaddan alıkoymaya gayret gösterirler.[14] Onlar, ehl-i imana fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Mü’minlerin sıkıntıya düşmelerini isterler. Kalpleri, Müslümanlara karşı hep kin, nefret, adavet ve gayzla doludur. Mü’minlere bir iyilik dokunursa; bu, onlarıüzer. Başlarına bir kötülük gelse, buna sevinirler.[15] Din-i Mübin-i İslam ve Müslümanlar hakkında kötü propaganda yaparlar.[16] İkiyüzlü ve korkaktırlar.[17] Ellerine fırsat geçince Müslümanlara su-ikasd tertip eder ve gizli planlar kurarlar.[18] Mü’minlere iftira atarlar.[19] Kâfirler hesabına casusluk yaparlar.[20] Onlardan birine, “Ellah’tan kork, şu günahı terket.” denilince, bu söz, onun izzetine dokunur ve o günahı daha ziyade işler.[21]

     Münafıklar, müteşâbih ayetlere tabi olurlar; Kur’an’ı yanlış yorumlarlar.[22] Peygamber’in hükmüne râzı olmazlar. Şayet verilen hüküm, kendi lehlerinde ise, o hükmü kabul ederler ve ona teslimiyet gösterirler. Onlar, zalimlerin ta kendileridir.[23] Müslümanları kâfir yapmaya çalışırlar.[24] Kötülüğü emredip, iyilikten men ederler; cimridirler, fâsıktırlar.[25] Zekat vermek istemezler. Dönektirler, ahde vefa göstermezler.[26] Ellah hakkında su-i zan sahibidirler.[27] Peygamber (sav)’e hakaret içeren sözler sarfederler.[28]

     Münafıklar, sırlarının ifşâ olmasından korkarlar.[29] İnsanlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu ederler.[30] Kötülük yapınca sevinirler; yapmadıkları şeylerle övünmekten hoşlanırlar.[31] Kur'an-ı Kerim’in âyetleriyle alay ederler; âyât-ı Kur’aniye ile alay edildiğinde onu dinlerler.[32] Ellah ve Resulü’nü incitirler; mü’ninlere maddeten ve manen eza ve cefada bulunurlar.[33] İslâm toplumu içinde yalan-yanlış uydurma haber yayarlar; mü’minleri ye’se düşürecek kötü haberleri neşrederler.[34] İçlerinde mü’minlere karşı duydukları korku, Ellah’a olan korkularından daha büyüktür.[35]

     Münafıkların durumu, Şeytan’ın durumu gibidir.[36] Onlar, zahiren birlik ve beraberlik içinde görünürler; hakikatte kalbleri darmadağınıktır.[37] Ellah ve Resûlü’nün verdiği va’de inanmazlar, itimad etmezler.[38] İzzet ve şerefi, kâfirlerin yanında ararlar. Halbuki izzet ve şeref, Ellah’ındır; Resulü’nündür, mü’minlerindir. Münafıklar bunu anlamayacak kadar câhildirler.[39] Kendi aralarında günah, düşmanlık, Peygamber’e isyan hususunda gizli olarak fısıldaşırlar, mü’minler aleyhinde necva (gizli meşveret) yaparlar.[40] Şeytan, onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Ellah’ı anmayı unutturmuştur. Onlar Ellah ve Resulü’ne düşmandırlar; şeytanın hizbi, tarafdarı ve askeridirler.[41] Münafıklar, Ellah’ın kendilerini lânetleyip, kulaklarını manen sağır, gözlerini manen kör ettiği kimselerdir.[42] Onlar, Cehennem’in en alt derekesinde ebedî olarak azab çekeceklerdir.[43]

 


[1]Bakara, 2:8; Al-i İmran, 3:167; Maide, 5:41.

[2] Bakara, 2:9; Nisa, 4:142.

[3] Bakara, 2:10, Maide, 5:52; Enfal, 8:59; Tevbe, 9:125; Ahzab, 23:12,60; Muhammed, 47:20,29.

[4] Bakara, 2:10; Tevbe, 9:107; Haşir, 59:11; Munafikun, 63:1.

[5] Bakara, 2:11-12.

[6] Bakara, 2:13.

[7]Bakara, 2:14-15; Tevbe, 9:65.

[8] Nisa, 4:139; Mücadele; 58:14.

[9] Nisa, 4:142; Tevbe, 9:54.

[10] Nisa, 4:141,143; Haşir, 59:11-12.

[11] Hac, 22:11; Ankebut, 29:10,11.

[12] Nisa, 4:60,61.

[13]Tevbe, 9:42, 56, 62, 74, 95, 96, 107; Mücadele, 58:14,16; Münafikun, 63:1,2.

[14] Al-i İmran, 3: 166-168; Tevbe, 9:81; Ahzab, 33:13, 18-19; Muhammed, 47:20..

[15] Al-i İmran, 3: 118-120.

[16] Nisa, 4:83.

[17]Tevbe, 9:56,57; Münafikun, 63:4.

[18]Tevbe, 9:48.

[19] Nur, 24:11-13.

[20] Maide, 5:41.

[21] Bakara, 2:206.

[22] Al-i İmran, 3:7.

[23] Nisa, 4:65; Nur, 24:48-50.

[24] Nisa, 4:89.

[25]Tevbe, 9:67.

[26]Tevbe, 9:75,76.

[27] Fetih, 48:6.

[28]Tevbe, 9:61.

[29]Tevbe, 9:64.

[30] Nur, 24:19.

[31] Al-i İmran, 3:188.

[32] Nisa, 4:140.

[33]Ahzab, 33:19,57,58.

[34]Ahzab, 33:60.

[35] Haşir, 59:13.

[36] Haşir, 59:16.

[37] Haşir, 59:14.

[38]Ahzab, 33:12,49.

[39] Nisa, 4:138; Münafikun, 63:8.

[40] Mücadele; 58:7-10.

[41] Mücadele; 58:19-20.

[42] Muhammed, 47:23.

[43]Nisa, 4:140, 145; Tevbe, 9:68; Tahrîm, 66:9.

Bu yazi 4747 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.248 sn. deSen
↑ Yukarı