tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Öyle bir bela ve musibetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zalimlere mahsus kalmayıp, masumları da yakar. Biliniz ki, Ellah’ın azabı şiddetlidir.
(Enfal, 8/25)
Hadîs-i Şeriflerden
İçerisinde Ellah'ın anıldığı bir evle Ellah'ın anılmadığı bir evin farkı diri ile ölünün farkı gibidir.
(Müslim, Müsafirin, 211)
Dualardan
Ya İlâhî! Hadd-i bülûğumuzdan bu zamâna kadar işlediğimiz büyük ve küçük bütün günâhlardan ciddî pişmanlık tevfîk eyleyip, bundan böyle ömrümüzün devâmınca salâh-ı hâl ve a’mâl-i haseneye muvaffakiyetle rızâ-yi âliyeni tahsîle muvaffak buyur.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Üç günden fazla bir mü'min, diğer bir mü'mine küsmemek İslâmiyet emrediyor.
Sözler
  • Önsöz
  • İçindekiler
  • Soru-Cevap
  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    (Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiîler ile sahih ve geçerli bir imana sahip olup amel-i salih işleyen Müslümanların konu edildiği Âl-i İmran Suresi 62. âyet-i kerimesinin tefsiri. Kurân ve Hz.Muhammed (asm)ı tasdik etmeyen bütün sair taifelerin ehl-i iman ve ehl-i necat olmadığı)

    (Bakara Sûresinin 62. Âyet-i Kerimesinin Müfessirîn-i İzâma Göre Tefsir ve İzâhı Hakkındadır)

    اِنَّ الَّذينَ آمَنُوا وَالَّذينَ هَادُوا وَالنَّصَارى وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الْاخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَاخَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَاهُمْ يَحْزَنُونَ

    “Tahkík, zâhiren îmân edenler veyâ îmânlarında sebât etmeyenler, muharref olan Yahûdîlik dînine girenler, muharref olan Hıristiyanlık dînini kabûl edenler ve bâtıl olan Sâbiînlik dînine tâbi’ olanların îmân ve amelleri geçerli değildir ve onlar ehl-i necât değillerdir.

    Ancak, münâfıklar nifâkı bırakıp, îmân edenler îmânında sebât gösterip, Yahûdîler muharref olan Yahûdîlik dînini, Hıristiyanlar muharref olan Hıristiyanlık dînini ve Sâbiînler de bâtıl olan Sâbiînlik dînini terk edip başta Hazret-i Muhammed (asm) olmak üzere bütün peygamberlerin ve yine başta Kur’ân-ı Azîmüşşân olmak üzere bütün İlâhî kitâbların beyân ettiği şekilde Allâh’a ve âhiret gününe îmân ederse; yâni bütün peygamberlere, bütün kütüb ve suhuf-i semâviyyenin asıllarına inanırsa ve amel-i sâlih işlerse; yâni vahy-i semâvîye göre amel ederse; bunların îmânları ve amelleri geçerlidir ve bunlar ehl-i necâttırlar. Onlar için Rab’leri katında mükâfatları vardır, onlar üzerine hiçbir korku yoktur ve onlar mahzûn da olmayacaklardır.”

    “Rumûzü’l-Kur’ân - 5” adlı bu eserimiz, meâlini verdiğimiz Bakara sûresinin 62. âyet-i kerîmesinin tefsîri hakkındadır.

    Cenâb-ı Hak, şu kâinâtı iki nokta-i mühimme için halk etmiştir:

    Birincisi: Kâinâtta yaratmış olduğu san’atlı ve muntazam eserler vâsıtasıyla Kendisini bin bir isim ve sıfâtıyla tanıttırmaktır. Buna mukábil, bu san’atlı eserlere bakarak îmân ile mukábele etmeleri için zîşuûrları, husûsan nev-i beşer ve cin tâifesini yaratmıştır.

    İkincisi: Yaratmış olduğu her şey, aynı zamânda birer ni’met ve rahmet eseridir. Bununla Kendisini bin bir isim ve sıfâtıyla sevdirmek istiyor. Buna mukábil, amel-i sâlih işlemek sûretiyle hakíkí şükür ve ubûdiyyet-i kâmile vazîfesini îfâ edecek zîşuûrları, husûsan nev-i beşer ve cin tâifesini bu meydân-ı imtihân olan dünyâya göndermiştir.

  • - Hazırlanıyor...
    - Hazırlanıyor...
    - Hazırlanıyor...

  • Soru sorabilmek için üyelik girişi yapınız.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.500 sn. deSen
↑ Yukarı