tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Rabbinizden mağfiret dileyin; sonra günahlardan tevbe edip O’na sığının! Gerçekten benim Rabbim, çok merhametlidir ve kusurunu derkedip dergahına iltica edenleri sevendir.
(Hud, 11/90)
Hadîs-i Şeriflerden
Sizden birinizin sırtında odun toplaması, dilenmesinden daha hayırlıdır. Dilenip istediği kimse ya verir veya vermez.
(Buhari, Zekat 50, Müslim, Zekat 106)
Dualardan
Yaşasın sıdk! Ölsün ye's! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itab ve nefret, heva hevese tâbi olanlara olsun; selâm ve selâmet, hüdaya tâbi olanların üstüne olsun! Âmin.
(Tarihçe-i Hayat)
Vecîze
Netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi, şükürdür. Çünki kâinata dikkat edilse görünüyor ki: Kâinatın teşkilâtı şükrü intac edecek bir surette herbir şey, bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor.
Mektûbat

Aşırı yoğunluktan dolayı sorulara şu anda cevap veremiyoruz. Bu arada lütfen takipte olun.

    ← Sorulara Dön

    Kur’ân’da geçen ahkâmın icrâ ve tatbîkına tarafdâr olmamanın hükmü nedir?
    18.12.2014 10:16 Ahmet Sonmez 6580 defa gösterilmiştir.

    Âyet-i kerîmede geçen “Siz Kur’ân’ı mı inkâr ve tekzîb edersiniz?” cümlesi, sâdece Kur’ân’ın Kelâmulláh olduğunu inkâr ve tekzîb etmek ma‘nâsında değildir. Kur’ân’ın Kelâmulláh olduğunu kabûl etmemek, inkâr ve tekzîb hükmünde olduğu gibi; Kur’ân’da geçen ahkâmın icrâ ve tatbîkına tarafdâr olmamak da inkâr ve tekzîb hükmündedir. O hâlde, sâdece “Kur’ân, Elláh’ın kelâmıdır” demek îmân için kâfî değildir. Zîrâ, kâfirler de “Elláh Mûsâ’ya Tevrât’ı, Ísâ‘ya İncîl’i, Muhammed’e Kur’ân’ı vermiş” diyorlar. Peki, bunlar, bu sözleriyle îmân etmiş sayılıyorlar mı? Hayır. Zîrâ, akíde kitâblarında beyân edildiği üzere; îmânın sahîh olabilmesi için, gelecek maddelerde geçen hükümleri tasdîk etmek şarttır:

    1) Kur’ân’ın Kelâmulláh olduğunu tasdîk etmek.
    2) Ahkâm-ı Kur’âniyyenin bütününe îmân etmek ve o ahkâmın ayn-ı rahmet ve adâlet olduğuna inanmak.
    3) Ahkâm-ı Kur’âniyyenin bütününün icrâ ve tatbîkına tarafdâr olup o ahkâmın tamâmını iltizâm etmek.
    4) O ahkâmı sedd ü bend etmemek.
    5) Ahkâm-ı Kur’âniyyenin belli bir zamânla mukayyed olmadığına, o ahkâmın bütün zamânlara hükmettiğine inanmak.
    6) O ahkâmın hepsinin hak ve güzel olduğunu kabûl etmektir. Hîç bir hükm-i İlâhîyi küçümsememek ve alay konusu yapmamaktır.

    Yorum yapabilirsiniz :

    İsim
    Eposta ( Sitede görünmeyecek )
    Yorum
    Doğrulama Kodu
    Gönder

    Yorumlar :

    Henüz yorum yapılmamış.
    Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
    0.237 sn. deSen
    ↑ Yukarı