Haceru’l-Esved: Ka’be-i muazzamanın doğu köşesinin bir buçuk metre kadar yüksekliğinde mahfazalı bir yerde bulunan ve Cennet yâkutlarından olan parlak, siyah taş. İbrâhîm aleyhisselâm ile oğlu İsmâil aleyhisselâmın birlikte Ka’beyi inşâ ettikleri sırada, melekler taş getirerek İsmâil aleyhisselâma yardım ettiler. Sıra Hacerü’l-Esvede gelince, İbrâhîm aleyhisselâm; “Ey İsmâil! İyi bir taş getir ki, hacılara işâret olsun” buyurdu.
İsmâil (as) bir taş getirdi. İbrâhîm aleyhisselâm, “Bundan daha iyi bir taş getir” buyurunca; Ebû Kubeys dağından; “Cebrâîl aleyhisselâm, tûfanda bana bir taş emânet etti. Gel onu benden al!” diye bir ses işitti. Bunun üzerine Hacerü’l-Esved Ebû Kubeys dağından alınıp, Ka’bedeki yerine yerleştirildi. Hacılar o zamândan beri tavafa bu taşın hizasından başlar ve aynı hizada bitirir. Her dönüşte bu mübârek taş -mümkünse- öpülür ve selâmlanır ki, buna “istilâm” denilir. Hazret-i Ömer, Hacerü’l-Esved’e karşı; “Sen bir şey yapamazsın, fakat Resûlullaha uyarak seni öpüyorum” dedi.
Hazret-i Ali bunu işitince, Resûlullahın, “Hacerü’l-Esved, kıyâmet günü insânlara şefâat eder” buyurduğunu söyledi. Hazret-i Ömer de Hazret-i Alinin bu sözüne teşekkür etti. Demek oluyor ki, bizim anlayabileceğimiz ifâde ile, Hacerü’l-Esved bir kamera gibi karşısına gelenleri kaydediyor.
Bu görüntülerle kıyâmet günü şefâat edecek. Bu taşın Hz. Âdem (as) ile Cennet’ten yeryüzüne hâtırâ olarak bem beyaz indiği, insânların günâhları yüzünden siyahlaştığı, rivâyetler arasındadır.