tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Rabbinizden mağfiret dileyin; sonra günahlardan tevbe edip O’na sığının! Gerçekten benim Rabbim, çok merhametlidir ve kusurunu derkedip dergahına iltica edenleri sevendir.
(Hud, 11/90)
Hadîs-i Şeriflerden
Sizden birinizin sırtında odun toplaması, dilenmesinden daha hayırlıdır. Dilenip istediği kimse ya verir veya vermez.
(Buhari, Zekat 50, Müslim, Zekat 106)
Dualardan
Yaşasın sıdk! Ölsün ye's! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itab ve nefret, heva hevese tâbi olanlara olsun; selâm ve selâmet, hüdaya tâbi olanların üstüne olsun! Âmin.
(Tarihçe-i Hayat)
Vecîze
Netice-i hilkat-i âlemin en mühimmi, şükürdür. Çünki kâinata dikkat edilse görünüyor ki: Kâinatın teşkilâtı şükrü intac edecek bir surette herbir şey, bir derece şükre bakıyor ve ona müteveccih oluyor.
Mektûbat

HÂDİMÜ’L-KUR’ÂN OLARAK VAZÎFEM, HAKKI SÖYLEMEKTİR

10.05.2020

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلَاةُ

وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ

وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ

Azîz Âhiret Kardeşlerim!

Bazı mesâil-i îmâniye, fıkhiyye ve ilmiyeyi Ellah rızası için neşrediyoruz. Te’sîrini Ellah’tan bekleriz. Bu meyanda şahsıma ve neşrettiğim kitab ve yazılarıma maalesef bir takım hakaretler ve hücûmlar vâki’ oluyor. Ben, şahsıma hakâret eden eşhasa, hakkımı ana sütü gibi helal etmekle beraber, onların îmân ve amel-i sâlihleri için, dünyevî ve uhrevî saâdetleri için duâ ediyorum. Bundan böyle siz âhiret kardeşlerimden de ricâm; şahsıma hakaret eden eşhasın hakaretlerine karşı kulaklarınızı tıkayın, onlara cevab vermeyin, dedikodulara yol açmayın. Ta ki bu mübarek günleri huzûr ve sükûnet içinde geçirelim.

Size inancımı söylüyorum: Bize hücûm edenlere, hakaret edenlere karşı yegâne silahımız, حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ deyip bu âyetin hısn-ı hasînine sığınmak, Ellah’ın hıfz ve inayetine ilticâ etmektir. Bu âyet-i kerîmeyi günde 500 defa tekrar etmemiz, bize hakaret edenlere cevab vermemizden bin defa daha hayırlıdır. Bir iki arkadaş, kısmen çaresizlikten cevab verdiler. Fakat ben, buna razı değildim. O mu’teriz kimselere cevabımız, لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ  kelime-i kudsiyesini tekrar etmektir. Kur’ân’ı, Hadîs’i, Risale-i Nûr’un tefekkürî bahislerini okumaktır. Salat-ı tefriciyeye devâm etmektir.

Tekrar söylüyorum: Hâdimü’l-Kur’ân olarak benim vazîfem, hakkı söylemektir. Halkı ikna etmek, onlara kabûl ettirmek, benim vazîfem değildir. Söverler, sayarlar. Ben, onlara hakkımı helal ederim, onlara dua ederim. Bununla beraber eğer ilmî bir hatamı tesbît edip Kitab, Sünnet, İcma-i Ümmet, Kıyas-ı Fukaha ve bu asırda Kur’an ve Hadîs’in ma’nevî bir tefsiri olan Risale-i Nûr’dan nakil yaparak o hatamı tashîh ettikleri takdirde, onların o tashîhîni baş göz üstüne kabul ve takdîr ederim. Şayet bu esaslara göre değil, heva-i nefislerine göre tenkîd ederlerse, benim yaptığım gibi siz de sükût edin, onlara cevâb vermeyin.

Cenab-ı Hak, bu mübârek günlerin feyiz ve bereketinden hissemizi ziyâde eylesin. Âmîn.

 

Hâdimü’l-Kur’ân

Muhammed DOĞAN

 

Bu yazi 4682 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.123 sn. deSen
↑ Yukarı