tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Ey insanlar! (Siz, ekseriyetle dünya hayatını ahiret hayatına tercih ediyorsunuz. Halbuki ahiret, dünyadan daha hayırlıdır ve devamlıdır.) Ahiret hayatı ebedidir. Ehl-i iman hakkında cismani ve ruhani saadetleri camidir. Dünya hayatı ise fanidir. Elem ve kederden hali değildir.
(A’la, 87/16-17)
Hadîs-i Şeriflerden
İnsanlara merhamet etmeyen kimseye Ellah da merhamet etmez.
(Buhari, Edeb 18)
Dualardan
Feya Rabbî, ya Hâlıkî, ya Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetin hacetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re's-ül malım, emellerimdir. Şefiim, Habibin (Aleyhissalâtü Vesselâm) ve rahmetindir. Afveyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle yâ Ellah yâ Rahman yâ Rahîm! Âmîn!
(Mesnevi-i Nuriye)
Vecîze
Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
Mektûbat

HÂDİMÜ’L-KUR’ÂN OLARAK VAZÎFEM, HAKKI SÖYLEMEKTİR

10.05.2020

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلَاةُ

وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ

وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ

Azîz Âhiret Kardeşlerim!

Bazı mesâil-i îmâniye, fıkhiyye ve ilmiyeyi Ellah rızası için neşrediyoruz. Te’sîrini Ellah’tan bekleriz. Bu meyanda şahsıma ve neşrettiğim kitab ve yazılarıma maalesef bir takım hakaretler ve hücûmlar vâki’ oluyor. Ben, şahsıma hakâret eden eşhasa, hakkımı ana sütü gibi helal etmekle beraber, onların îmân ve amel-i sâlihleri için, dünyevî ve uhrevî saâdetleri için duâ ediyorum. Bundan böyle siz âhiret kardeşlerimden de ricâm; şahsıma hakaret eden eşhasın hakaretlerine karşı kulaklarınızı tıkayın, onlara cevab vermeyin, dedikodulara yol açmayın. Ta ki bu mübarek günleri huzûr ve sükûnet içinde geçirelim.

Size inancımı söylüyorum: Bize hücûm edenlere, hakaret edenlere karşı yegâne silahımız, حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ deyip bu âyetin hısn-ı hasînine sığınmak, Ellah’ın hıfz ve inayetine ilticâ etmektir. Bu âyet-i kerîmeyi günde 500 defa tekrar etmemiz, bize hakaret edenlere cevab vermemizden bin defa daha hayırlıdır. Bir iki arkadaş, kısmen çaresizlikten cevab verdiler. Fakat ben, buna razı değildim. O mu’teriz kimselere cevabımız, لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ  kelime-i kudsiyesini tekrar etmektir. Kur’ân’ı, Hadîs’i, Risale-i Nûr’un tefekkürî bahislerini okumaktır. Salat-ı tefriciyeye devâm etmektir.

Tekrar söylüyorum: Hâdimü’l-Kur’ân olarak benim vazîfem, hakkı söylemektir. Halkı ikna etmek, onlara kabûl ettirmek, benim vazîfem değildir. Söverler, sayarlar. Ben, onlara hakkımı helal ederim, onlara dua ederim. Bununla beraber eğer ilmî bir hatamı tesbît edip Kitab, Sünnet, İcma-i Ümmet, Kıyas-ı Fukaha ve bu asırda Kur’an ve Hadîs’in ma’nevî bir tefsiri olan Risale-i Nûr’dan nakil yaparak o hatamı tashîh ettikleri takdirde, onların o tashîhîni baş göz üstüne kabul ve takdîr ederim. Şayet bu esaslara göre değil, heva-i nefislerine göre tenkîd ederlerse, benim yaptığım gibi siz de sükût edin, onlara cevâb vermeyin.

Cenab-ı Hak, bu mübârek günlerin feyiz ve bereketinden hissemizi ziyâde eylesin. Âmîn.

 

Hâdimü’l-Kur’ân

Muhammed DOĞAN

 

Bu yazi 5031 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.240 sn. deSen
↑ Yukarı