#HaftanınHutbesi
اَلَا لِلّٰهِ الدّ۪ينُ الْخَالِصُ
Aziz Kardeşlerim!
Ellahu Teálâ, okuduğum âyet-i kerimede şöyle buyuruyor:
اَلَا لِلّٰهِ الدّ۪ينُ الْخَالِصُ
Ya‘nî, “İyi bilin ki; hális dîn, yalnız Elláh’ındır.”[1] Yani, küfür’den, şirkten, riyâdan, ucubdan, fahrdan, mâsivâdan, Elláh ve âhiret hesâbına olmayan dünyevî cümle arzulardan, hattâ Cennet’i dahî asıl maksad yapmaktan árî ve berî olarak yapılan ibâdet, hálistir ve ancak bu ibâdet, Elláh’a ulaşır.
Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz, bu âyet-i kerîmeyi gelecek hadîs-i şerîfiyle şöyle îzáh etmiştir:
هَلَكَ النَّاسُ اِلاَّ الْعَالِمُونَ وَهَلَكَ الْعَالِمُونَ اِلاَّ الْعَامِلُونَ وَهَلَكَ الْعَامِلُونَ اِلاَّ الْمُخْلِصُونَ وَالْمُخْلِصُونَ عَلٰى خَطَرٍ عَظ۪يمٍ
Ya‘nî, “İnsanlar, helâk oldu; âlimler, müstesnâ. Âlimler de helâk oldu; ilmiyle amel edenler, müstesnâ. İlmiyle amel edenler de helâk oldu; muhlisler (ihlâs sáhibleri), müstesnâ. İhlâs sáhiblerine gelince; onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.”[2]
Muhlis; ibâdetini ve teblîğini, para, mal, servet, şöhret, makám, mevki' gibi maddî ve ma‘nevî hiçbir ücret ve menfaat beklemeden, yalnız Ellah rızásı için yapandır. Mâdem ihlâsı kazanmak ve muhâfaza etmek, kolay değildir. Öyle ise, dâimâ nefsimizi, kontrole tâbi‘ tutmamız lâzımdır. Muhlisler bile büyük bir tehlike üzerinde ise ve kayma ihtimalleri varsa, elbette bizim de kaymamız ve da‘vâyı kaybetmemiz, her ân için mümkündür. O halde tek çâre, nefsimizi kontrol edip yek vücûd háline gelmek ve ihlâsı tahsíl edip muhâfaza etmektir. Aksî takdîrde helâk olabiliriz.
Peki, helâktan kurtulanlar kimlerdir? Kurtulanlar, yalnız muhleslerdir.[3] Muhlesler; nebîler, mürseller ve bunlara tâbi‘ olan bazı asfiyâ-i muhakkikîndir ki; Cenab-ı Hak, onları, semâvî kitabların aslı ve esâsı olan Kur’an ve Hadîs’in tedrîsi ve tecdîdi için seçer. Bu táife, tehlikeden mahfûzdur. Çünkü Ellahu Teálâ, bu zevât-ı âliyeyi, kendi dîni için seçmiş ve onları, bi’z-zât muhâfaza altına almıştır. Muhles olan zevât-ı âliye, akrebiyyet-i İlâhiyye sırrına mazhardırlar. Muhlisler ise; kurbiyyet-i İlahiyye sırrına mazhardırlar; kendileri ihlâsı kazanmaya, şahsî amelleriyle Ellahu Teálâ’ya yaklaşmaya çalışırlar.
Dikkat et! Ne kadar ihlâslı olursan ol, yine de tehlike vardır. Fakat Elláh, bir kulunu seçip muhâfaza ederse, onun için bir tehlike yoktur.
Hülâsa: İhlâs, اِنْ اَجْرِىَ اِلاَّ عَلَى اللّٰهِ sırrıyla; nâsdan gelen maddî ve ma‘nevî ücret ve menfâattan, ya‘nî servet ve şöhretten istiğnâ etmektir. Bir amelin içine menfâat ve ücret girerse, ihlâs kırılır; o amelin sevâbı gider.[4]
[1] Zümer, 39:3.
[2] Keşfu’l-Hafâ, 2/280; 2795 Nolu Hadîs.
[3] Yûsuf, 12:24; Hicr, 15:40; Saffat, 37:40, 74, 128, 160, 169; Sa‘d, 38:83.
[4] Semendel Yayınları’ndan Reddü’l-Evhâm 6 adlı eserden alınmıştır.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |