tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
Yemin olsun ki; içlerinden, kendilerine Ellah'ın âyetlerini okuyan, onları batıl inançlardan ve kötülüklerden temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti (Kur’an ve sünneti) öğreten bir Peygamber göndermekle Ellahu Teâlâ mü'minlere lütufta bulunmuştur. Hâlbuki onlar, bundan evvel apaçık bir dalâlet içinde idiler.
(Al-i İmran, 3/164)
Hadîs-i Şeriflerden
İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz.
(Buhârî, Edeb 31, 85; Müslim, Îmân 74, 75)
Dualardan
Ya İlâhî! Ehl-i îmânın bütün hastalarına âcil şifâlar, dertlerine devâlar, yolcularına selâmetler, burçlularına borç elemînden kurtulmalar, ticâretle iştigàl edenlerine doğruluk ve emînlik tevfîk eyle.
(Hacı Hulusi Bey)
Vecîze
Biz gidiyoruz, aldanmakta faide yok. Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var.
Lem'alar

ULÛHİYET, RİSÂLETİ İKTİZA EDER

14.02.2020

#HaftanınHutbesi

 

وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ اِلَّا نُوح۪ٓي اِلَيْهِ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدُونِ

Aziz Kardeşlerim!

Ulûhiyet sıfatı risaletsiz olamaz. Zira ulûhiyet sıfatının tezahürü, ancak peygamberler vasıtasıyla mümkündür. Bunun için Hz. Nuh, Hz Hud, Hz. Salih, Hz. Şuayb gibi bütün peygamberler, nev-i beşeri bir tek ilahın varlığına ve birliğine davet etmişler; yalnız O’na kul olmaya çağırmışlar; ulûhiyet ve ma’budiyet sıfatlarında Ellah’ın şeriki olmadığını cin ve inse ilan etmişlerdir. Kur’an-ı Kerim, pek çok ayet-i kerimesinde peygamberlerin bu ortak davetini şöyle beyan buyurmaktadır:

يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُ

(Ey kavmim!) Yalnız (Ellah'a ibadet edin, sadece O’na kul olun.) Çünkü (sizin için Ondan başka bir ilâh yoktur.) Ulûhiyet ve mabudiyet sıfatları, O’na hastır. Ondan başka ibâdete lâyık hiçbir varlık tasavvur edilemez.”[1]

وَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ

“Ey insanlar! Gaflete düşmeyiniz. Sizin gibi fânî ve yaratılmış olan şeylere tapmayınız. Onları mabud edinmeyiniz, sizin gibi aciz ve zaif olan varlıklara ibadet etmeyiniz (ve) biliniz ki; (sizin İlahınız) Mabudunuz (bir tek ilahtır.) Benzeri ve şeriki olmayan Yüce Ellah'tır, hepiniz O’nun kullarısınız. (Ondan başka ilâh yoktur.) Bütün kâinatın İlahı ve Mabudu yalnız O’dur. O, (Rahman ve Rahim’dir.)”[2]

Demek bütün peygamberlerin gönderiliş gayesi, insanları bir tek Mabud’a ibadet etmeye davet edip, onları tağutlara ibadet etmekten sakındırmaktır. Gelecek ayet-i kerimeler, bu hakikati ifade etmektedir:

وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ اِلَّا نُوح۪ٓي اِلَيْهِ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدُونِ

(Ve) Ey Resûlüm! (Senden evvel) eski kavimlere (hiç bir peygamber göndermedik ki, illâ ona) o peygambere, ilâhî katımdan (şöyle vahy etmiştik) bütün peygamberlere vahy ile semavî kitaplar vasıtasiyle şöyle bildirmiştik: (Muhakkak ki, benden başka ilâh yoktur.) Bütün mahlukatın İlah’ı ve Mabud’u ancak benim. (Artık) Ey kullarım! (Yalnız Bana ibadet ediniz.) Sizi yaratan, yaşatan, bütün ihtiyaçlarınızı yerine getiren, zararlı şeyleri sizden def eden Rabbinize ibadet edin. Ondan başkasına, ulûhiyet ve mabudiyet sıfatlarını isnad etmeyin, başkalarına ibadet etmek suretiyle küfür ve şirke düşmeyin. İşte şanı yüce olan Ellah, bütün insanlığı böylece tevhid dinine davet buyurmaktadır.”[3]

وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ

(Zat-ı Ulûhiyetime kasem ederim ki;) muhakkak (her ümmete, Ellah'a ibadet ediniz) yalnız O’na kullukta bulununuz (ve tağuta ibadetten kaçınınız diye peygamber göndermişizdir.)”[4]

Ayet-i kerimede geçen “tağut” kelimesi; Ellah’dan başka kendisine ibadet edilen her varlığın adıdır.

O halde bütün peygamberler, beşeri beşere kul olmaktan kurtarıp, bir tek Mabud’a kul olmaya davet etmek için gönderilmişlerdir. Nemrud ve Firavun gibi rububiyet ve ulûhiyet davasında bulunanların batıl davalarını ibtal etmişlerdir. Hem peygamberler, insanların kendi heva-i nefislerini kendilerine ilah edinmelerini de nehyetmişlerdir.[5] 

 


[1] A’raf, 7:59, 65,73, 85; Hud, 11:50, 61, 84; Mü’minun, 23: 23, 32.

[2] Bakara, 2:163.

[3] Enbiya, 21:25.

[4] Nahl, 16:36.

[5] Semendel Yayınları’ndan “Haşir Risalesi ve Şerhi” adlı eserden alınmıştır.

 

Bu yazi 2735 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2025 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.274 sn. deSen
↑ Yukarı