#HaftanınHutbesi
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالًاۜ وَدُّوا مَا عَنِتُّمْۚ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَٓاءُ مِنْ اَفْوَاهِهِمْۚ وَمَا تُخْف۪ي صُدُورُهُمْ اَكْبَرُۜ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْاٰيَاتِ اِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ
Aziz Kardeşlerim!
Cenab-ı Hak, Âl-i İmrân Sûresi’nin 118-120. âyet-i kerimelerinde meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Ey îmân edenler! Sizden olmayanları (Müslümanların dışındakileri) sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar, size fenâlık etmekten aslâ geri kalmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Gerçekten size karşı olan kin ve düşmanlıkları, ağızlarından dökülen sözlerinden belli olmuştur. İçlerinde sakladıkları kin ve düşmanlıkları ise daha büyüktür. Düşünesiniz diye âyetlerimizi size böyle açıklarız.
İşte sizler öyle kimselersiniz ki; onlar, sizi sevmedikleri halde; siz, onları seversiniz. Siz, bütün kitâblara îmân edersiniz. Onlar ise, sizin Kitâbınıza îmân etmezler. Sizinle karşılaştıklarında ‘İnandık’ derler. Kendi başlarına kaldıklarında da size olan kin ve düşmanlıklarından dolayı parmaklarını ısırırlar. Sen de ki: ‘Kininizle ölün!’ Ellahu Teâlâ kalblerde olan sırları bilir.
Size bir iyilik dokunsa, bu onları üzer. Başınıza bir musîbet gelse, buna da sevinirler. Eğer sabreder ve Ellah’dan korkarsanız, onların hîlesi size hiçbir zarar vermez. Zîrâ Ellah’ın ilmi, onların amellerini ihâtâ ettiğinden sizi, onların şerrinden muhâfaza eder.”[1]
Müfessirlerin beyânına göre bu âyetler, ehl-i kitâb olan Yahudîler hakkında nâzil olmuştur. Fakat âyetlerin hükmü umûma baktığı için, bütün kâfirler ve ehl-i kitâb murâddır.
Evet bu âyetler, Kur’ânın diğer âyetleri gibi cihânşümûl olup bütün asırlarda yaşayan umûm kâfirlerin o habîs ahlâkını haber vermektedir. O halde mü’minlerin müteyakkız olmaları lâzımdır. Dün olduğu gibi bugün de kâfirler aynı hâl ve ahlâkı taşımaktadırlar. Zîrâ kâfirlerin şe’ni, âyetin açık ifâdesiyle mü’minleri sevmemek ve onlara zarar vermektir. Zamân-ı mâzî şâhittir ki kâfirler, mü’minlere ezâ vermek ve onları mağlûb etmek için devâmlı çalışmışlardır. Bu gün de aynı hâl devâm etmektedir.
Bu âyetler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost ittihâz etmeyi, üç sebebten dolayı nehyediyor.
a. Kâfirlerin, mü’minlere zarardan başka bir şey düşünmeyip onlardan fitne ve fesâdı esirgememeleridir.
b. Kâfirlerin, mü’minlere gelen meşakkàtlara, sıkıntı ve belâlara sevinmeleridir.
c. Kâfirlerin, mü’minlere karşı kalblerinde olan buğz ve kinleri, ağızlarından çıkan buğz ve kinlerinden daha fazla olmasıdır.
Hulâsâ: Bu âyet-i kerîmeler; kâfirlerin, ehl-i kitâb olan Yahudî ve Hıristiyanların, Müslümanlara ne kadar düşman olduklarını ve devâmlı onlara buğz ettiklerini ve hiçbir zaman Müslümanlara dost olmadıklarını ve muhabbet beslemediklerini açıkça ifâde ediyor ve ehl-i imanı bu noktada ikaz ve irşad ediyor.[2]
[1] Âl-i İmrân, 3:118-120.
[2] [2] Semendel Yayınlarından Rumûzu’l-Kur’an 1 adlı eserden alınmıştır.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |