#HaftanınHutbesi
[وَقَاتِلُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ [1
Azîz Kardeşlerim!
Maddî cihâdın ebediyyeti, ya’nî kıyâmete kadar devâm etmesi, Kitâb, Sünnet ve İcmâ-ı Ümmet ile sâbittir.
Herkesçe ma’lûmdur ki: Kur’ân, ezelden gelip ebede gittiği için; bütün ahkâmı gibi, maddî cihâdın hükmü dahi ezelden gelip ebede gidecektir. Evet, Kur’ân’daki hükümler, herhangi bir âyetle veyâ hadîsle nesh edilmemişse; o hükümlerin kıyâmete kadar devâm edeceği husûsunda icmâ vardır. Ellah yolunda kâfirlerle cihâd etmek dahi pek çok âyât-ı Kur’âniyye ve ehâdîs-i Nebeviyyede mevcûd olan bir hükümdür ve bu hükmü nesheden bir âyet ve hadîs mevcûd değildir. Öyle ise, cihâd hükmü muhkem olup kıyâmete kadar devâm edecektir.
Evet, ahkâm-ı İlâhiyye, zamânla mukayyed değildir. Ezelden gelmiş, ebede gidecektir. Mensûh olmamak kaydıyla bütün ahkâm-ı İlâhiyyenin hükmü, kıyâmete kadar devâm eder. Ahkâm-ı İlâhiyyeden olan cihâd hükmü dahi mensûh olmadığı için ezelden gelmiş, ebede gidecektir. Pek çok âyet-i kerîme cihadın ebedî olduğunu ifade ettiği gibi[2]; gelecek hadîs-i şerîf dahi sarâhaten cihâd hükmünün kıyâmete kadar devâm edeceğini bildiriyor:
اَلْجِهَادُ مَاضٍ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامَةِ
Yani, “Şer’î cihâd, kıyâmete kadar devâm edecektir.”[3]
Bu hadîs-i şerîfin sarâhatıyla, cihâdın farziyyeti kıyâmete kadar devâm edecektir.
Hem gelecek âyet-i kerîme dahi mü’minlere yeryüzünde “fitne” denilen şirk ve zulüm tamâmen ortadan kalkıp Dîn-i Hak olan İslâm hâkim oluncaya kadar kâfirlerle savaşmalarını emretmektedir. Mâdem sırr-ı imtihânın gereği olarak yeryüzünde şirk ve zulüm, kıyâmete kadar devâm edecektir. Öyle ise, Müslümanların, yeryüzünde mevcûd olan şirk ve zulmü ortadan kaldırmak için kâfirlere karşı olan cihâdı da kıyâmete kadar devâm edecektir.
وَقَاتِلُوهُمْ حَتّٰى لَاتَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدّ۪ينُ كُلُّهُ لِلّٰهِ
“(Ve onlar ile) Dîn-i İslâm düşmanlarıyla (bir fitne kalmayıncaya kadar,) ya’nî yeryüzünden küfür ve şirk zâil oluncaya kadar veyâ mü'minler, küffârın hakáret ve zilletinden kurtulup, gálib ve azîz oluncaya kadar (ve dîn tamâmıyla Ellah için oluncaya bâtıl dinler, müzmahil ve o dînlerin sâlikleri, mağlûb ve helâk olup gidinceye (kadar cihâdda bulunun!)”[4]
Ulemâ-i İslâm, cihâd hükmünün -nesh olmadığı için- kıyâmete kadar devâm edeceği husûsunda icmâ ve ittifâk etmişler ve şöyle buyurmuşlardır: “Cihâd farz olup, kıyâmete kadar devâm edecektir. Çünkü, Resûl-i Ekrem (asm) şöyle buyurmuştur: “Ellah, beni Peygamber olarak gönderdiği zamândan beri cihâd ümmetime farz kılınmıştır. Tâ ümmetimin son kısmı Deccâl ile savaşıncaya kadar bu cihâdın farziyyeti devâm edecektir.”[5]
Demek, maddî cihâdın ebediyyeti, ya’nî kıyâmete kadar devâm etmesi, hem kitâb, sünnet ve icmâ-ı ümmet ile sâbittir; hem de sırr-ı imtihân bunu iktizâ eder.[6]
[1] Bakara, 2: 244.
[2] Tevbe, 9:5; Bakara, 2:191; 216; 244 vb.
[3] Mecmau’z-Zevâid, 1 / 106 ; Nasbu’l-Gáye, 3 / 377 ; Mevsûatü’l-Etrâfi’l-Hadîsi’n-Nebevî.
[4] Enfâl, 39.
[5] Mebsût, 2/10.
[6] Semendel Yayınlarından Mir’atu’l-Cihad 2 adlı eserden alınmıştır.
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |