tel tel tel
Kur'an-ı Kerim'den
(Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler ve demir halkalar ve alevlendirilmiş bir ateş hazırladık.) Onlar, kıyamette elleri boyunlarına demir zincirler ile bağlanarak Cehennem ateşine sevk edileceklerdir. Orada ebediyyen azab göreceklerdir. İşte küfrün cezası, böyle ebedi Cehennem’dir ve bu ceza, ayn-ı adalettir.
(İnsan, 76/4)
Hadîs-i Şeriflerden
Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın mutlaka hepinizle konuşacaktır. O gün kişi sağına bakar, önceden gönderdiği hayırlı işleri görür. Soluna bakar yine önceden işlediği kötülükleri görür. Önüne bakar Cehennem’i görür. Öyleyse yarım hurmayla da olsa Cehennem’den korunmaya çalışınız.
(Buhari, Zekat 9; Müslim, Zekat 67)
Dualardan
Cenab-ı Erhamürrâhimîn, sizlere rahmet, bereket, saadet ihsan eylesin, âmîn.
(Kastamonu Lahikası)
Vecîze
Cenab-ı Hak hadsiz enva'-ı nimetini nev'-i beşere zemin yüzünde neşretmiş. Ona mukabil, o nimetlerin fiatı olarak, şükür istiyor.
Mektûbat

Yirmi İkinci Söz'ün Şerhi Çok Yakında Çıkıyor

08.07.2019

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin telif ettiği "Sözler" adlı eserinde yer alan Yirmi İkinci Söz, Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî tarafından şerh ve izah edildi. Tevhîd delillerini en parlak şekilde gösteren eser, marifetullah ve muhabbetullah mertebelerine ulaşmada büyük destek sağlıyor. Baskı ve ciltlenme safhalarını geçirecek olan 504 sayfalık kitabın, yakın bir tarihte dağıtımına başlanacağını umuyoruz.

Ellah'ın varlığını ve birliğini idrâk etmede, taklîdî ve tahkîkî olmak üzere iki tevhîd yolu bulunduğu anlatılan eserde, âsâr-ef'ál-esmâ ve sıfât silsilesi takip edilerek hakîkî tevhîde ulaşmanın mümkün olduğu kaydediliyor.

Üstâd Bediüzzaman Hazretlerinin, diğer bütün risalelerinde olduğu gibi, bu risalede de doğrudan doğruya Kur’ân-ı Azímüşşân’ı rehber ettiği, bu eserin ve diğer risâlelerin, onun karîha-i fikrinden çıkmadığı; belki Kur’ân’ın usûl ve üslûbundan, esrâr ve meánîsinden tereşşüh edip nebeán eden dersler olduğu vurgulanırken, kitabın Takdîm yazısında insanın bu dünyadaki asıl vazifesine de şöyle işaret ediliyor:

"Áciz, zaíf, fakír, nâkıs, kusûrlu, perîşân bir vaz‘ıyyette, şu meşhere, ordugâha ve meydân-ı imtihâna atılan insânın vazífe-i asliyyesi ve farîza-i hılkati, onu, şu meydâna gönderen Zât-ı Zülcelâl’i ve Ma‘bûd-u Bilhakk’ı bulmak ve tanımaktır. Bu da ancak hakíkí tevhídi, bulmakla mümkündür. Hakíkí tevhídi bulmak ise, ancak ve ancak Kur’ân-ı mu‘cizü’l-Beyân ve Resûl-i Ekrem (asm)’ın nev-i beşere ta‘lîm ettikleri delîller ve hüccetleri, anlamak ve kavramak ve bilmekle mümkündür. İşte şu risâle, tevhíd-i hakíkí dersini veren ve bu husûstaki delîl ve hüccetleri, akıl ve kalbin önüne serdeden; hakkı taharrî eden insânı, iknâ edip doyuran; tevhíde dâir yazılan bir şâheserdir."

 

Kaynak:Semendel Yayınları

 

Bu yazi 2268 defa gösterilmiştir.

Yorum yapabilirsiniz :

İsim
Eposta ( Sitede görünmeyecek )
Yorum
Doğrulama Kodu
Gönder

Yorumlar :

Henüz yorum yapılmamış.

Muhammed Doğan'ın (Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî) beyanatları Nurmend.com sitesinden başka bir platformda yayınlanmamaktadır. © 2014-2023 | Her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Nurmend - Şerhmend
0.066 sn. deSen
↑ Yukarı