وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى
Aziz Mü’minler!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle ferman buyurur:
“(Ve her kim benim zikrimden) hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’den ve Onda zikri geçen delail ve ahkamdan (i’raz ederse artık şüphe yok ki, onun için) dünyada veya kabirde veyahut ahiret âleminde (pek dar bir geçim vardır.) Şiddetli bir sıkıntıda kalacak, büyük bir azaba düçar olacaktır. (Ve onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.) Kabrinden görür bir halde çıkarılacak, sonra mahşere kör bir halde sevkedilecektir.”[1]
Temim ed-Darî (r.a)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte ise; Resulullah (sav), Ellah’ın düşmanları olan kafir ve asilerin ölüm ve kabirdeki halleri hakkında ise şöyle buyurdu: “Ellah, ölüm meleğine buyurur:
- Benim filan düşmanıma git, onu bana getir. Çünkü, ona verdiğim rızkı bol kıldım, onu nimetlere boğdum. O ise bana isyan etmekten başka bir şey yapmadı. Onu bana getirin ki, ondan intikamımı alayım.
Ölüm meleği, kimsenin hiç görmediği en çirkin bir surette ona gider. O melek on iki gözlüdür. Elinde, çok kancalı ateşten bir çengel ve beraberinde beşyüz azab meleği, ellerinde Cehennem korları, ateşli madenler, Cehennem ateşinden coplar bulunur.Ölüm meleği, görünmeden, o çengel ile ona bir vurur. O çengelin her bir kancası bir kıla ve bir damara takılır. Onu şiddetli bir şekilde sarsar, ruhunu, ayak tırnaklarından söker. Ruhunu topuklarda bulur.Bunun üzerine o Ellah'ın düşmanıkendinden geçer. Melekler, o coplarla onun yüzüne ve arkasına vururlar.Sonra, çengeli çekerek bir daha sarsarlar, ruhunu topuklarından alır, bu sefer onu, dizlerinde bulur.Yine kendinden geçer. Melekler o coplarla yüzüne ve arkasına vururlar, sonra ruhu gövdesine gelir. Sonra göğsüne, sonra boynuna gelir.Melekler o ateşli maden ve cehennem korlarını çenesinin altına koyarlar. Ölüm meleği ona:
- Ey Ellah’ın rahmetinden mahrum kalmış habis ruh! Zehirli, sıcak, hoş ve soğuk olmayan, zifri karanlıkla dolu olan cehenneme gir!
Ölüm meleği, ruhu aldığı zaman, ruh cesede şöyle der:
- Ellah benden sana mükâfat olarak büyük şer ihsan etsin. Beni Ellah'a isyan etmeye hızla koşturur, itaatten engellerdin.Beni de helak ettin, kendini de. Cesed de ruha aynı şeyi söyler.Üzerinde Ellah'a isyan ettiği yerler ona lanet ederler. İblisin askerleri İblise gidip ona müjde verip şöyle derler:
- Âdemoğullarından bir kulu daha Cehenneme götürdük.
Bukimse kabre konulduğu zaman, kabri ona darlaşır, kaburgaları birbirine karışır, sağ kaburgalar sola girer, sol kaburgalar da sağa girer.Ellah ona siyah yılanlar gönderir. O yılanlar, burnundan ve ayağının başparmağından onu tutarlar, ortasına kadar onu sararlar. Resûlullah (sav) devamında buyurdu ki:
Daha sonra Ellah ona iki melek gönderir. O melekler ona:
- Rabbin kimdir, dinin nedir, peygamberin kimdir? Diye sorarlar. O:
- Bilmem, der. Onlar:
- Bilmeyesin, diye cevab verirler. Ardından ona bir darbe vururlar ki; kıvılcımları kabrin her tarafına uçar. Sonra, eski durumuna döner.Ona:
- Üstüne bak, derler. O da bakar ki Cennete açılan bir kapı var.Ona:
- Ey Ellah'ın düşmanı! Eğer Ellah'a itaat etmiş olsaydın, işte bu senin evin olurdu. Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki:
- O zaman onun kalbine öyle bir hasret gelir ki;o hasret ebediyyen ondan gitmez. Ve ona Cehenneme bir kapı açılır.
- Ey Ellah'ın düşmanı! Ellah'a isyan ettiğin için işte bu senin menzilindir, denilir.Ayrıca ona cehennemden yetmiş yedi kapı açılır. O kapılardanona cehennemin sıcaklığıve zehirleri gelir. Kıyamet gününde Ellah onu diriltinceye kadar o, bu durumda kalır.
Deylemi, Enes (r.a)'den merfuan rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: “Kabirde ölüye Münker ve Nekir denilen iki melek gelir. Onu oturtup hesaba çekerler. Mümine: ‘Rabbin kimdir?’ denilince;‘Rabbîm Ellah'tır.’ der. ‘Peygamberin kim?’ sorusuna da; ‘Muhammed'dir.’cevâbını verir. ‘İmamın kimdir?’ denilince de; ‘Kur'an'dır.’ der. Bunun üzerine melekler kabrini genişletirler. Kâfire gelince; ona ‘Rabbin kimdir?’ diye sorulunca; ‘Bilmem.’ der. ‘Peygamberin ve imamın kimdir?’ diye sorulunca; yine ‘Bilmem.’ Der. Bunun üzerine demirden coplarla dövülür. Kabri ateşle dolar. Kabir ona öyle daralır ki; kaburgaları birbirine girer.”
Deylemî, İbni Ömer (r.a)'den rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Ağzınızdan Ellah Rabbimiz, İslam Dinimiz, Muhammed (sav) Nebimizdir,sözlerini eksik etmeyin. Bu sözleri sık sık tekrarlayın. Zira kabirde bunlardan sorulacaksınız.”[2]
(Semendel Yayınlarından 29. Söz’ün Şerhi)
[1] Taha, 20:124.
[2] İmam Suyuti, Kabir Alemi
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |