KİTÂB VE SÜNNET’İN DOĞRU ANLAŞILMASI VE MAÂRİFE KONULMASI HUSÛSUNDA DEVLET ERKÂNINA HİTÂBEN YAZILAN BİR MEKTÛBTUR
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sayın Devlet Erkânı!
Maârifle alakalı birkaç maruzatımızı arz etmekte fâide mülâhaza ediyoruz:
Evvela: Kitab ve Sünnet’in hâdimi olan Devlet, Kur’an ve Hadîs’i, lafız ve mana ile beraber temel ders kitabı olarak maârife koymalıdır.
Ta’lîm ve taallüm noktasında Kur’an ve Sünnet’in iki vechi vardır:
Birinci Vecih: İnanç ve akîdedir.
İkinci Vecih: Amel ve ahkâmdır.
Dîn-i Mübîn-i İslâm’ın temel iki kaynağı olan Kur’an ve Hadîs’in ta’lîm ve taallümü husûsunda hata ve yanlışa düşmemek için, aşağıdaki iki esâs önem arz etmektedir:
Birinci Esâs: Akîdede ümmetin rehberi olan İmam Eş’arî ve İmam Mâturîdi’nin görüşlerinin ve bu görüşleri, bu zamanda güzelce hülâsa eden ve Türkçe te’lîf edilen Risâle-i Nûr Külliyâtı’nın esas alınmasıdır.
İkinci Esâs: Ahkâmda ise, Dört Hak Mezheb’in görüşleri esas tutularak ve ölçü alınarak o ahkâmın ders verilmesidir. Bahusus Bediüzzaman Hazretleri’nin, Dört Mezheb’in ictihâdâtıyla alâkalı “Yirmi Yedinci Söz İctihâd Risâlesi” adlı eseri, bu hususta büyük önem arz etmektedir.
Bununla beraber akîde ve fıkıhla alâkalı kitablar, Kur’an ve Hadîs’in önüne geçirilmeden bu iki temel kaynağı açıklayıcı mahiyette kalmalıdır. Akîde ve ahkâmın da yanlış yorumlanmaması için; Yayınevi’miz tarafından basımı yapılan Molla Muhammed Doğan Hoca’mızın akîde ve ahkâmla alâkalı kitablarının ölçü tutulması ve maârife ders kitabı olarak konulması, faydalı olacaktır. Bu kitablardan bir kaçını, nümûne olarak nazarlarınıza arz ediyoruz:
1. Tevhîd’in isbât ve îzâhına dâir, “İkinci Şua ve Şerhi; Ene Risâlesi ve Şerhi; Zerre Risâlesi ve Şerhi; Tabîat Risâlesi ve Şerhi…”
2. Haşr-i cismânînin isbât ve îzâhına dair, “Onuncu Söz Haşir Risâlesi ve Şerhi; Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi; Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (3 cild); Rahman Sûresi’nin Tefsîri; Dokuzuncu Şua’nın Dokuz Âlî Makâmı (Rûm Sûresi’nin 17-27. âyet-i kerîmelerinin tefsîri…)”
3. Kur’an’ın dört temel unsûrundan biri olan nübüvvetin, bahusus Risâlet-i Muhammediye (asm)’ın isbâtına dâir, “Onuncu Söz İkinci İşâret ve Şerhi…”
4. Tekvînî ve teklîfî kaderin isbât ve îzâhına dâir, “Yirmi Altıncı Söz Kader Risâlesi ve Şerhi”
5. “Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü”nün reddi husûsunda kaleme alınan “Rumûzu’l-Kur’an Serisi” (5 cild)
6. Risâle-i Nûr’u, yanlış te’villerden kurtaran “Reddü’l-Evhâm Serisi” (5 cild)
7. Tasavvufun hakîkatını isbât ve îzâh eden “Telvihât-ı Tis’a Risâlesi ve Şerhi; Hatveler ile Beşinci Mektûb’un Şerhi”
8. İki Akîde İmam’ı ve Dört Hak Mezheb İmamları’nın görüşlerine göre “zekât ve cihâd”ı îzâh eden üçer cildlik “Kitâbu’z-Zekât” ve “Kitâbu’l-Cihâd” ve benzeri eserlerinin maârife konulmasını arz ediyoruz.
Sâniyen: Okullarda ders kitabı olarak okutulan kitabların hazırlanması ve ders verilmesi husûsunda birkaç maddeyi beyân etmek, zarûreti vardır:
1. Bütün ders kitabları, Besmele, hamdele ve salvele ile başlanmalıdır. Zira hadîs-i Nebevî’nin nassıyla Besmele’siz, hamdelesiz ve salvelesiz ile başlanan hayırlı bir iş, maktu’dur, netîcesizdir, ondan hayır alınmaz.
2. Fen ve san’ata âid ilimleri ihtivâ eden kitablar hazırlanırken, işlenen konu ile alâkalı en az bir âyet ve bir hadîs-i şerîf, konunun başında verilmeli ve konu, bu iki esâsa dayandırılmalıdır. Tâ ki talebenin nazarı, tevhîd-i hakîkîyi ders veren Kur’an ve Hadîs’e çevrilsin; böylece o ilmi, mana-yı harfiyle okumuş olsun.
3. Ders kitabları, bahusus fennî ilimleri ihtivâ eden kitablar, mana-yı ismiyle değil; mana-yı harfiyle hazırlanmalıdır. Muallim de bu şekilde ders vermelidir. Yani, kitablarda, “Ne güzeldir!” yerine, “Ne güzel yapılmıştır!” gibi ifadeler yer almalıdır. Yani, o kitablar, Hâlık, Sâni’, Hakîm, Cemil, Müzeyyin, Latîf gibi esma-i İlâhiye’yi talebenin hatırına getirmeli; onu, tefekkür ve tedebbüre sevk etmelidir. Aksi takdirde, talebenin zihni, tabîat, esbâb ve madde gibi menfî fikirlerle bulanır; tevhîd akîdesinden uzaklaşır.
Konuyla alâkalı tafsîlatlı bilgi için Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin 11. Şua 6. Mes’ele; Otuzuncu Lem’a Üçüncü Nükte; On İkinci Söz Birinci Esâs gibi eserleri tedkîk edilmeli ve me’haz alınmalıdır. Zira bu Zat, bu konuyla ilgili ölçüyü eserlerinde vermiştir. Bu eserlere mürâcaat edilmelidir.
Elhâsıl: Sahabe Dönemi’ndeki gibi, “Kitab, Sünnet, İcmâ-ı Ümmet ve Kıyâs-ı Fukahâ”yı esas tutarak ümmeti, Kur’an’ın etrafında toplamak lâzımdır.
Bu asırda, “Kitab, Sünnet, İcmâ-ı Ümmet ve Kıyâs-ı Fukahâ” denilen bu dört esâsı, aklî delîllerle isbât eden; bu asrın bütün filozoflarını mağlûb eden; Eş’arî ve Mâturîdi’nin akîdesini ve mezheblerin hakkâniyetini, bütün dünyaya karşı müdellel olarak isbât eden Risâle-i Nûr’u ve O’nun şerh ve îzâhı husûsunda kaleme alınan Molla Muhammed DOĞAN Hoca’mızın kitablarını, maârife koymak lâzımdır.
Molla Muhammed DOĞAN Hoca’mız diyor ki:
“Eğer Kur’an ve Hadîs’in hâdimi olan Devlet, yukarıda îzâh edilen şekilde Kur’an’a hizmet ederse galip olacağız. Kur'an'a hizmet etmezse cümlemiz Kur'an'ın tokatını yiyip ecnebilere karşı mağlûp ve dağılmaya mahkûm olacağız. Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyân, bu şartlı galibiyet ve şartlı mağlûbiyete işâret etmektedir.”
Semendel (Eski Tahşiye) Yayınevi
İsim | |
Eposta ( Sitede görünmeyecek ) | |
Yorum | |
Doğrulama Kodu | |
Gönder |